Dünya Yolsuzlukla Mücadele Günü
Yolsuzluk belki de iyi yönetimin ve hukukun üstünlüğünün temel kurallarında yapılan ihlalin en görünür biçimlerinden biridir. Zaten konunun kapsamını, yıpratıcı sonuçlarını anlamak ve tepki göstermek için yurttaşların konuyla ilgili özel bir uzmanlık bilgisine ihtiyacı da yoktur. Yolsuzluğa Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesi’nin giriş bölümünde çok net ve doğru bir şekilde özetlenen tespitler “Yolsuzluğun toplumların istikrarına ve güvenliğine yönelik oluşturduğu sorunların ve tehditlerin ciddiyetini, demokrasinin kurumlarını ve değerlerini, ahlaki değerleri ve adaleti baltaladığını, sürdürülebilir kalkınmayı ve hukukun üstünlüğünü tehlikeye attığını” vurgulamaktadır.
BM’nin ilgili Sözleşmesinin ve diğer uluslararası standartların sadece onaylanmasıyla değil, ama aynı zamanda Yolsuzluklara Karşı Mücadele Makamı’nın oluşturulması da dahil olmak üzere, iç hukuk yasalarının kabul edilmesiyle de kamusal yaşamda yolsuzluğun önlenmesi ve yolsuzluklara karşı mücadele konusundaki tüm taahhütlere rağmen, Kıbrıs yolsuzluklara ilişkin küresel göstergelerde düşüşte olmaya devam ediyor. Özellikle kamu yönetimi alanında, yolsuzluk suçlarına ilişkin ikna edici girişimlerin ve hesap verebilirliğin yokluğu tehlikeli boyutlara varacak kadar yüksek düzeylerde olmaya devam ediyor.
AKEL, Dünya Yolsuzlukla Mücadele Günü vesilesiyle, Kıbrıs devletinin başına bela olmaya devam eden ve Kıbrıs Cumhuriyeti’nin uluslararası alanda itibarını zedeleyen bir dizi skandal nedeniyle yurttaşların duyduğu öfkeyi ifade etmektedir. Bankacılık alanındaki skandal ve “altın pasaportlar” konusunda uzun süre boyunca kimsenin cezalandırılmamış olması, önceki hükümetle bağlantılı avukatlık büroları veya diğer bürolar tarafından vatandaşlık işlemlerinin istisnai olarak onaylanması konusunda hem eski Cumhurbaşkanı hem de Bakanlar Kurulu üyelerinin kurumsal olarak konuya dahil olmaları ve bariz çıkar çatışması ve ayrıca bugünkü hükümet döneminde ortaya çıkan ciddi suçlamalar da maalesef yıllardır kınadığımız her şeyi doğrulamaktadır.
Aynı zamanda, kim tarafından yapılırsa yapılsın, her türlü karmaşık çıkar ilişkisinin ve yolsuzluğun önüne geçilmesi ve cezalandırılması için AKEL’in mümkün olan her türlü baskıyı uygulamaya, inisiyatifler üstlenmeye ve öneriler sunmaya devam edeceğinin altını çiziyoruz. İyi yönetim, şeffaflık ve hukukun üstünlüğü ilkelerinin güçlendirilmesi her devletin demokratik işleyişinin temelini ve vatandaşları için de bir koruma kalkanını teşkil eder.