Home  |  Kongreler   |  Bütün Dünyadaki Sol Partilere ve İlerici Hareketlere Mesaj

Bütün Dünyadaki Sol Partilere ve İlerici Hareketlere Mesaj

24-27 Kasım 2005 tarihileri arasında Lefkoşa’da gerçekleştirilen AKEL 20. Kongresi bütün dünyadaki sol partilere ve ilerici hareketlere dayanışma ve ortak eylem mesajını göndermektedir.

Uluslararası ilişkilere sözde “Yeni Dünya Düzeni” giderek daha fazla damgasını vurmaktadır. Uluslararası hukukun ihlal edilmesinin ve güçlü olanın kendi “hukuk”unu dayatmasının egemen olduğu tezini gelişmeler teyit etmektedir. ABD ve müttefikleri dünyanın her köşesinde kendi siyasi, ekonomik ve stratejik hegemonyalarını korumayı ve yaygınlaştırmayı arzulamaktadırlar. 11 Eylül 2001 tarihinde ABD’de gerçekleştirilen terörist saldırılar emperyalist politikalarını güçlendirmeleri için; başta “önlem olarak savaş” doktrini ile daha büyük yasa dışılıklar yapmaları için; siyasi haklara, insan haklarına ve kişisel özgürlüklere karşı saldırıları için onların bahanesi oldu. Bunun başlıca örnekleri Yugoslavya, Afganistan ve Irak’taki büyük savaşlarda görüldü. Ayrıca sözde demokratikleştirme adı altında, her türlü araç kullanılarak, ABD dostu olmayan rejimlerin devrilmesine teşebbüs edilmektedir.

AKEL 20. Kongre delegeleri ulusal, siyasal ve toplumsal mücadelelerde terörün her hangi bir biçimde araç olarak kullanılmasını mahkum etmektedirler. Tüm bunlara rağmen teröre karşı koymayı, BM çatısı altında ele alınması gereken kolektif bir mesele olarak  görmektedirler. Öncelikle teröre yol açan sebeplere, yani yoksulluğa, sosyal adaletsizliğe, dinsel fanatizme, ulusal baskıya ve uluslararası hukukun ihlal edilmesinin her biçimine karşı konulması gerekmektedir. Demokratikleşme dayatma yoluyla ve silahların tehdidi ile gerçekleştirilemez. Uluslararası hukukun desteklenmesi, bağımsız devletlerin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygı, BM’nin Amerikan etkisinden kurtulması ve uluslararası sorunlara karşı koymada BM’nin rolünün güçlendirilmesi dünya barış ve istikrarının güvence altına alınmasını sağlayacak tek yolu teşkil etmektedir.

AKEL 20. Kongresi kapitalist küreselleşme sürecinin gerçekleştiriliş biçimiyle sermayenin ve özellikle de gelişmiş ülkelerin çok uluslu şirketlerinin çıkarlarına hizmet ettiği değerlendirmesini yapmaktadır.

Neo-liberal küreselleşme adına çalışanların kazanımlarına darbeler vurulmakta, çalışma ilişkileri kuralsızlaştırılmakta, devletin sosyal rolü sınırlandırılmakta, sınıfsal ve toplumsal eşitsizlikler daha da güçlendirilmektedir.

“Rakip korkusu” ve alternatif bir ekonomik model olmaması sermayeyi güçlendirerek, muhafazakâr kapitalist bir modelin, Neo-liberalizmin dayatılmasına yol açmıştır. Kapitalizmin bu modeli, emekçilerin kazanımlarına ve sosyal devlete saldırmadan; işsizlik ve yoksulluğun artmasına yol açmadan yaşayamaz. Gelişmekte olan ülkelerle yoksul ülkeler ise, neo-liberal küreselleşmenin en büyük etkileriyle karşı karşıyadır. Kendilerine dayatılan, bu ülkeleri daha fazla sömürü ve sefalete mahkum eden gelişmiş Batı ülkelerinin koşullarını benimsemek zorunda bırakılmaktadırlar. Adaletsizlik ve eşitsizlik kapitalist sistemin doğuşundan itibaren sahip olduğu özellikleridir, hem uluslararası düzeyde devletlerin eşit olmayan gelişiminde, hem de ulusal düzeyde yurttaşlar arasındaki eşitsizlikte açıkça görülmektedir.

Neo-liberal küreselleşmenin etkileri, 2001 yılında Brezilya’nın Porto Alegre bölgesinde Birinci Dünya Sosyal Forumu’nun yaratılmasına, Dünya Ticaret Örgütü’nü ve G-8’ler grubunu protesto eden gösteriler başta olmak üzere çeşitli tepkilere ve “küreselleşme karşıtı” olarak anılan harekete yol açmıştır. Sol ve ilerici toplumsal güçlerin görevi dünya çapında, Avrupa düzeyinde, ulusal düzeyde sosyal forumlarla işbirliklerini geliştirmek, halkların ve yurttaşların onayı olmaksızın birleşik bir dünya ekonomik modelinin dayatılmasına karşı direnişte önemli rol oynamaktır. Neo-liberal küreselleşmeye ve emperyalist “Yeni Dünya Düzeni”ne karşı koymada ilerici hükümetlere sahip devletlerin bölgesel ve uluslararası işbirliğinin güçlendirilmesi özel önem taşımaktadır.

Yugoslavya, Afganistan ve Irak’ta Amerikalıların ve müttefiklerinin savaşları gerçekten hem dünya çapında, hem de Amerikan toplumu içerisinde yoğun faaliyeti olan savaş karşıtı bir hareketin yeniden ortaya çıkması sonucunu getirmiştir. Küreselleşme karşıtı hareket, savaş karşıtı hareket, neo-liberalizm ve “Yeni Dünya Düzeni” karşısında şüpheleri dile getirip umut veren perspektifler sunmaktadırlar. Ancak henüz gelişmelerinin ilk adımlarında bulunmaktadırlar.

AKEL 20. Kongresi bu vesileyle, bağımsızlık ve özgürlükleri için mücadele eden bütün halklarla, özellikle kendi bağımsız devletine sahip olma hakkı için de mücadele eden kardeş Filistin halkıyla dayanışma içerisinde olduğunu ifade eder.

Halkları sefalet koşullarına sürükleyen ekonomik ve siyasal tecritlere karşı sesimizi yükseltiyoruz. İçinde yaşayacakları sosyo-ekonomik sistemi seçme haklarını savunan bütün halklarla ve özellikle kendi ekonomik ve toplumsal gelişme yolunu kendisinin seçmesi hakkını savunmaya devam ettiği için Amerikan tecridi ile karşı karşıya kalan sosyalist Küba’nın kahraman halkına desteğimizi dile getiriyoruz.

20. Kongre delegeleri dünyanın bütün sol ve ilerici hareketlerini, barış yanlısı güçleri, sendikaları ve toplumsal güçleri yerel, bölgesel ve uluslararası düzeyde neo-liberal küreselleşmeye ve “Yeni Dünya Düzeni”ne karşı direnişi ve ortak eylemi sürdürmeye ve güçlendirmeye çağırmaktadırlar.

20. Kongre, emperyalist “Yeni Dünya Düzeni”ne ve neo-liberal küreselleşmeye karşı solun direnebilmesi, dünya halkları lehine gelişmelerin hızlanması ve barış, demokrasi, toplumsal adalet ve sosyalizmin egemen olacağı bir dünya için solun ilerici alternatif önerisinin öne çıkarabilmesi için, bütün Komünist, İşçi, Sol ve İlerici partilere, Avrupa ve dünya çapında eylem ve işbirliği koordinasyonunu güçlendirme çağrısını yapmaktadır. AKEL, bu yöndeki inisiyatifleri gücü oranında üstlenmeye ve desteklemeye devam edeceği konusunda teminat vermektedir.

PREV

Kararlar

NEXT

Kıbrıslıtürklere Mesaj