BM Güvenlik Konseyi Türkiye’ye Ve Yasadışı Rejime Açık Bir Mesaj Vermektedir
AKEL Meclis Grubu Sözcüsü Yorgos Lukaides’in Açıklaması
Mağusa’nın kapalı kentiyle ilgili Kıbrıs’ın başvurusuyla BM Güvenlik Konseyi’nde gerçekleşen görüşme sonrasında yapılan açıklama önemli unsurlar ve mesajlar içeriyor. Öncelikle, BM Güvenlik Konseyi’nin, her ne kadar basın açıklamasıyla da olsa, 550 (1984) ve 789 (1992) sayılı kararları yeniden onaylamasını memnuniyetle karşılıyoruz. Bu, Mağusa’nın kapalı kentini sömürgeleştirme tehdidinde bulunan ve bunu planlayan Türkiye’ye ve işgal altındaki yasadışı rejime açık bir mesaj vermektedir.
BM Güvenlik Konseyi basın açıklaması aynı zamanda müzakerelerin yeniden başlatılması çabalarına ve Kıbrıs sorununun çözümüne atıfta bulunuyor. Açıklama, BM Güvenlik Konseyi’nin ilgili kararlarında da belirtildiği gibi, Kıbrıs sorununun siyasi eşitliğe dayalı iki toplumlu, iki bölgeli federasyon temelinde çözümünün önemini vurgulayan son 2483 sayılı karara da açıkça atıfta bulunuyor.
Türkiye’nin BM çerçevesi dışında bir çözümü teşvik ettiği, son zamanlarda Kıbrısrum tarafını federasyon ve siyasi eşitliği kabul etmediğini ve bunun müzakarelerin yeniden başlatılması çabalarına engel teşkil ettiğini savunduğu bir dönemde bu atıf tesadüfi değildir.
Özellikle, siyasi eşitlikle ilgili olarak, 1990’dan beri var alan tanımın yeniden teyit edilmesi, her iki tarafa da siyasi eşitlik ve etkin katılımın açıkça kabul edilmesine, tanım ve ilgili yakınlaşmaların pratik olarak kabulü ile eşlik etmesi gerektiği mesajını vermektedir.
Bu nedenle, iki liderin görevi, her ikisinin de beyan ettikleri göz önünde bulundurulduğunda, zor olmaması gereken, referans koşullarında antlaşmaktır. Bu, özlü müzakerelerinin başlamasının önünü açacaktır. Elbette anlamlı ve özlü müzakereler olabilmesi için BM Güvenlik Konseyi’nin basın açıklamasıyla taraflara yaptığı çağrıya bağlı kalınması ve tüm tarafların bir çözüme ulaşma şansını zedeleyecek söylem ve eylemden kaçınması gerekmektedir.
10 Ekim 2019