Bireyselleştirilmiş öğretimde öncelik çocukların gerçek ihtiyaçlarıdır
AKEL Milletvekili Hristos Hristofidis Meclis Eğitim ve Kültür Komitesi’nin toplantısında, evde, okulda veya hastanelerde uygulanan bireyselleştirilmiş öğretim programını ele aldıklarını ve bu yaklaşıma yön vermesi gereken bazı temel ilkeleri ortaya koyduklarını belirtti.
“Birincisi, bu çocukların özel koşullarının dikkate alınması gerekir. Örneğin, sadece bürokrasinin öngördüğü şekilde sadece pedagoji öğretmeninin tayin edilmiş olması yeterli değildir. Bu çocukların tanıdıkları ve güvendikleri öğretmenle istikrar ve yakınlığa ihtiyaçları vardır. Psikolojik durumları belirleyici bir rol oynar” diye konuşan Hristofidis “görme engelli çocuklar için tiyatro öğretiminde uzmanlaşmış Körler Okulu tiyatro öğretmeninin yerine, ne kadar yetenekli olursa olsun deneyimsiz bir öğretmeni tayin edemezsiniz” diye ekledi.
Dolayısıyla ilk ilkenin, bürokrasiyi ve şekilciliği aşmak, çocukların gerçek ihtiyaçlarına odaklanmak olduğunun altını çizen Hristos Hristofidis “İkinci ilke, kalitedir. Çocukların karşılaştıkları zorluklara rağmen uygun eğitimi ve desteği alacaklarını güvence altına alacak süreçler olmalıdır” dedi.
Üçüncü ilkenin de zaman olduğunu belirten AKEL Milletvekili bir ailenin çocuğunun nadir bir hastalık nedeniyle evde kalacağını tıbbi raporla bildirdiği andan itibaren aylarca süren gecikmelerin olamayacağını, bireyselleştirilmiş öğretimin üç, dört veya beş ay sonra başlayamayacağını dile getirdi.
Süreçlerin hızlandırılması gerektiğinin altını çizen Hristos Hristofidis bunun sadece öğrenim süreciyle değil, aynı zamanda bu çocukların hassas psikolojisiyle de ilgili olduğunu vurgulayarak, çocukların psikolojik, psikiyatrik veya fiziksel sorunları olsa bile, onların bir rutine ve normalliğe dahil olmalarının hayati önem taşıdığını sözlerine ekledi.
