Avrupa Parlamentosu’nun Türkiye’nin AB süreci hakkında onayladığı raporla ilgili açıklama
Türkiye’nin 2009 yılı ilerleme raporu hakkındaki karar dün Avrupa Parlamentosu’nun Genel Kurulu tarafından onaylandı. Nihai karar genel olarak dengeli olup Türkiye’nin AB’ye giriş süreciyle ilgili olarak demokratikleşme ve temel özgürlüklere saygı gibi ana meselelere işaret etmektedir.
Kıbrıs sorunuyla ilgili olarak, karar bazı istisnalarla olumludur. Kararın en önemli noktaları değişmeden kalmıştır. Bunun için de AKEL olarak memnuniyetimizi ifade ediyoruz.
Şu olumlu noktaları kaydetmekteyiz: İki bölgeli iki toplumlu federasyon temelinde halen sürdürülen müzakerelere Türkiye’nin elle tutulur katkıda bulunması gereksinimi, bu koşul ilk kez olarak ortaya konulmaktadır. BM Güvenlik Konseyi kararlarına ve AB’nin üzerinde kurulmuş olduğu ilkelere Türkiye’nin uyması koşulu. Türk ordularının adadan çekilmesi için yapılan çağrı, yerleşikler konusuna karşı koyması için yapılan öneri ve 550 sayılı karar temelinde Mağusa’nın yasal sakinlerine iadesi için yapılan çağrı. Ayrıca kayıpların akıbetinin saptanması için ortaya konulan çabaları Türkiye’nin desteklemesi gerektiğine ilişkin öneri.
Ayrıca Türk hükümeti Doğu Akdeniz’de Kıbrıs Cumhuriyeti hesabına petrol araştırmaları yapan ve askeri olmayan gemileri engellemeye son vermeye çağrılmaktadır. Alınan karar yerlerinden edilmiş olanların haklarının ve azınlıkların özgürlüklerinin güvence altına alınması gereksinimi hakkında Türkiye’yi sorumlu görmektedir. Türk hükümetini ayrımcılıklarda bulunmadan ve gecikmeksizin Ek Protokolü uygulamaya çağırmakta ve Ek Protokol’ün uygulanmamasının müzakereler sürecini ciddi bir şekilde etkileyebileceği hatırlatılmaktadır.
Avrupa Parlamentosu’ndaki AKEL milletvekilleri Takis Haciyeorgiyu ve Kiryakos Triyandafillidis tarafından yapılan, raporun başlangıçtaki halinde yer almayan ve 2009 yılının Aralık ayındaki Avrupa Konseyi sonuçlarının dikkate alınması yönündeki değişiklik önerisinin büyük çoğunluk tarafından Genel Kurul’da onaylanması önemli olarak değerlendirilmektedir.
Türk hükümetinin ve sadece Türk hükümetinin de değil, bu kararın tamamen güçsüz bir hale getirilmesi için ortaya koyduğu dev çabalar dikkate alınmalıdır. Bu girişimler büyük oranda başarısız olmuştur. Kıbrıstürk toplumunun sözde izolasyonunun kaldırılmasını talep eden değişiklik reddedilmiştir ve yerleşikler, işgal orduları ve Mağusa’nın iadesi ile ilgili değişiklik önerileri geri çekilmiştir.
Kapsamlı çözüme ulaşmak için iki toplumun liderleri tarafından ortaya konulan kararlı çabalar hakkında BM Genel Sekreteri’nin olumlu değerlendirmesinin selamlanmasına ilişkin atfın kararda yer alması değinilmeye değer bir husustur.
Kararın olumlu unsurları önemli bir olayı doğrulamaktadır. Cumhurbaşkanı Hristofyas’ın politikası ve inisiyatifleri ve Kıbrıs sorunun çözümü için herkes tarafından tanınan iradesi Kıbrıs için uluslar arası alanda, Avrupa Parlamentosu’nun bu kararında olduğu gibi, olumlu içeriğe sahip olan kararların alınmasına izin veren, çok olumlu bir ortam yarattı. Söz konusu kararın münferit bir olay olmayıp, AB Dışişleri Bakanları’nın Aralık ayındaki toplantısının ilgili sonuçlarını onaylayan 2009 AB Konseyi’nin yakın zaman önceki somut kararlarını izlediğini kaydediyoruz. AB’nin Türkiye ile müzakerelerinde Enerji başlığının açılması için yapılan çağrıyı ve Türk hükümetine uyması için yapılan çağrının yanına “ilgili tüm tarafları da” ifadesinin metne konulmasıyla sonuçta yapılan değişikliği kararın olumsuz unsurları olarak değerlendiriyoruz. Bu ifadenin silinmesi için sunduğumuz değişiklik önerileri maalesef reddedildi.
Türk hükümeti kendisini ilgilendiren bütün noktaları ciddi olarak göz önüne almalıdır. uluslar arası hukukun ilkelerine ve demokratik değerlere Türkiye’nin tam olarak uyması gerek Kıbrıs sorununun çözümü için, gerekse her şeyden önce Türkiye halkının yararına olacak olan Türkiye’nin demokratikleşmesi davası için anahtar olmaya devam etmektedir. Hem AKEL hem de D. Hristofyas hükümeti ısrar ve kararlılıkla bu yönde çalışmaya devam edecektir.
Bu çabada katkıda bulunan Avrupa Parlamentosu’nun siyasal güçlerine ve Avrupa Parlamentosu milletvekillerine takdirlerini sunmaktadır. Bu güçler içerisinde Avrupa Birleşik Solu ilkelerde istikrarıyla ayrı bir yere sahiptir.
11.2.2010