AKEL ve TDP bir araya geldi
ΑΚΕL Genel Sekreteri Stefanos Stefanu başkanlığındaki AKEL heyeti ve Toplumcu Demokrasi Partisi Genel Başkanı Cemal Özyiğit’in başkanlığındaki TDP heyeti AKEL Genel Merkezi’nde bir araya geldi. Çok olumlu geçen görüşmenin ardından basına yaptıkları açıklamalarda AKEL Genel Sekreteri Stefanu, geçmişten beri iki toplumun yeniden yakınlaşmasına yönelik faaliyetlerden iyi tanıdığı eski iyi dost TDP lideri Cemal Özyiğit ve beraberindeki TDP heyeti ile bir araya gelmekten duyduğu memnuniyeti öncelikle dile getirerek sözlerine başladı.
Yıllardır gerek iki toplumun yeniden yakınlaşması, gerekse de BM’nin ilgili kararlarında belirtildiği şekilde siyasi eşitliğin olacağı iki bölgeli iki toplumlu federasyon çözümüne ulaşma mücadelesinde AKEL ve TDP’nin çok iyi ilişkilerinin ve iyi işbirliğinin olduğunu belirten Stefanu, Kıbrıs sorununda durumun hiçbir zaman olmadığı kadar kritik olduğunun ve nihai taksim tehlikesinin artık görünür bir halde olduğunun altını çizdi.
İki partinin bugün gerçekleştirdikleri görüşmede, müzakerelerin yeniden başlamasının şart olduğu konusunda hemfikir olduklarını belirten Stefanu, müzakerelerin Crans Montana’dan kalınan yerden ve bugüne kadar varılan yakınlaşmalar korunarak, BM Genel Sekreteri’nin sunduğu çerçeve temelinde yeniden başlayabileceğini ve başlaması gerektiği konusunda da hemfikir olduklarını dile getirdi. Hedefin BM kararlarında, 1977-1979 Doruk Anlaşmalarında öngörülen iki bölgeli, iki toplumlu federal çözüm olduğunu kaydeden Stefanos Stefanu, Kıbrıs sorununun çözümünün Kıbrıslırumların ve Kıbrıslıtürklerin ortak çabalarıyla olacağı gerçeğinden hareketle, Kıbrıs sorununun çözümü, yurdumuzun ve halkımızın yeniden birleşmesi, yurdumuzda ve bölgemizde kalıcı barış koşullarının sağlanması hedefiyle AKEL ve TDP’nin ilişkilerini daha da güçlendirmeye ve birlikte çalışmaya devam edeceklerini söyledi.
Toplumcu Demokrasi Partisi Genel Başkanı Cemal Özyiğit basına yaptığı açıklamasına, iki toplumun yeniden yakınlaşması adına geçmişte birçok ortak çalışmada bulundukları ve geçtiğimiz aylarda AKEL Genel Sekreterliğine seçilen Stefanos Stefanu’ya yeni görevinde başarılar dileyerek başladı. Kıbrıs’ta çözüme ulaşarak ülkemizin yeniden birleştirilmesi hedefiyle AKEL ile birlikte yıllardır mücadele ettiklerini belirten Özyiğit, ancak son dönemlerdeki gelişmelerin umutsuzluğa yol açtığına işaret etti. Kıbrıs’ın kuzeyinde müdahaleyle seçtirilen bir toplum lideri olduğunu, Sayın Akıncı’nın tersine çözümsüzlüğü öne çıkarmak için iki devletli çözüm nakaratını tekrarladığını kaydeden Cemal Özyiğit, bu durumun Kıbrıstürk toplumunu rahatsız ettiğini ifade etti. Ama bunun yanında Nikos Anastasiadis’in de Sayın Akıncı döneminde çözüm yönünde irade ortaya koymadığını, Crans Montana’da da aynı tutumu sürdürerek son anda çözüme takoz koyduğunu anımsatan Özyiğit, iki liderin de sergiledikleri tutumlardan ciddi şekilde rahatsız olduklarını belirtti. Özyiğit, bu anlayışların Kıbrıs’ı, güzel adamızı bölünmüşlüğün kalıcılaşmasının eşiğine getirdiğinin altını çizdi. Böylesi dönemde federal çözüm yanlısı partilerin, örgütlerin adanın yeniden birleştirilmesi çabalarına odaklanarak çalışmalarını yoğunlaştırmasının önemini vurgulayan Özyiğit, AKEL ile yaptıkları görüşmenin bu açıdan önemli olduğunu dile getirerek, TDP ile AKEL’in iki bölgeli, iki toplumlu siyasi eşitliğe dayalı Federal bir çözüm yönünde ortak bir anlayışa sahip olduklarını belirten Özyiğit, bugün de bunun bir kez daha net şekilde vurgulandığını ifade etti.
İçinde bulunulan süreçte her iki toplumda da barış yanlısı güçlerin birlikte hareket etmelerinin gerekliliğine işaret eden TDP Genel Başkanı, “Biz bu konuda hazırız. AKEL’in de hazır olduğunu biliyoruz dedikten sonra, “Crans Montana’da kalınan yerden ve 25 Kasım 2019’da Berlin’de yapılan görüşmenin ardından açıklanan şekliyle, yani Doruk Anlaşmaları, 11 Şubat belgesi, Guterres çerçevesi temelinde müzakerelerin yeniden başlaması yönünde mücadele etmekte kararlıyız” dedi. Özyiğit, sürecin ilerlemesi ve müzakerelerin yeniden başlayacak duruma gelebilmesi için adadaki tüm çözüm ve barış yanlılarının işbirliğini sıklaştırarak ortak etkinliklerle liderlere baskı unsuru olmaları gerektiğini de kaydetti.