“AKEL-SOL-TOPLUMSAL İTTİFAK-AVRUPA’DA TALEP EDEN GÜÇ” sloganıyla yapılan etkinlikte Avrupa Parlamentosu milletvekili adaylarından MELANİ STELYU’nun yaptığı konuşma
2024 Avrupa Parlamentosu seçimlerinde beni de aday listesine dahil eden AKEL liderliğine, kadrolarına ve üyelerine teşekkür ederek konuşmama başlamak istiyorum.
Bu seçimlerin gerçekleşeceği dönemde Avrupa sorgulanır bir durumda bulunuyor. Avrupa bize birçok olumlu ve güzel şeyler verdi ve vermeye de devam ediyor ve Avrupa yönelimimiz net. Ancak Avrupa Birliği bugün pek çok önemli konuda çifte standardı olduğu için sorgulanıyor.
İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra barış içinde yaşamak için yaratılan Avrupa Birliği, bugün Avrupa Savunma Fonu’na 8 milyar avro, STEP Programı’na 10 milyar avro, silah üretimi için ASAP’a 500 milyon avro ve EDIRPA’ya 300 milyon avro tahsis ediyor. Bunların hepsi savunma ve savaş sanayisine yönelik programlardır. Aynı esnada pahalılık haneleri yakıp kavuruyor, insanlar evlerini kaybediyor ve evsizlerin sayısı giderek artıyor ama konu kırılgan grupların desteklenmesi olduğunda “para yok” deniyor. Ortak Tarım Politikası’nın neredeyse saplantılı olarak nitelenebilecek bir planlamayla uygulanması için çiftçiler boyunlarına kement geçirilerek adeta uçurumun kenarına getiriliyor; ancak sorunsuz bir geçişin sağlanması ve çiftçilerin desteklenmesi söz konusu olduğunda yine “para yok” deniyor.
Çevre, iklim değişikliği, emisyonlar ve karbondioksit salınımları ile ilgili konulara büyük önem veriyormuş gibi görünen ama aynı esnada hesaplanamaz boyutlarda ekolojik ve çevresel yıkıma yol açan Ukrayna’daki savaşı besleyen bir Avrupa.
İsrail’deki aşırı sağcı Netanyahu hükümetine göz kırpan ve arka çıkan bir Avrupa.
Doğduğunuz yere göre hayatınızın değerine fiyat biçen bir Avrupa.
Ukrayna’daki bir bebeğin yaşamını Filistin’deki veya Yemen’deki bir bebeğin yaşamından daha değerli gören bir Avrupa.
İstediğimiz Avrupa bu mu?
Ben “HAYIR!” diyorum. Bu “HAYIR!”ı duyurmanın tek yolu Avrupa Birliği içerisinde mücadele etmektir. İşte bu yüzden bugün buradayım.
Barış içinde bir arada yaşamanın, refahın, eşit muamelenin olduğu ve aynı zamanda her ülkenin kendine özgü niteliklerine saygı gösteren bir Avrupa istiyoruz.
İstediğimiz, hayal ettiğimiz, hak ettiğimiz Avrupa’ya sahip olmanın tek yolu Avrupa Parlamentosu’nda GÜÇLÜ bir Sol’dan geçiyor.
Çünkü yalnızca Sol direniyor; yalnızca Sol tüm bu olumsuzluklara karşı çıkmaya cesaret ediyor, yalnızca Sol zayıf olanın yanında, zayıf olanlardan yana oluyor. Bu yüzden sizleri Avrupa Parlamentosu’nda Sol’un sesini daha GÜÇLÜ kılmak için bu mücadeleyi hep birlikte vermeye çağırıyorum.