Home  |  Açıklamalar   |  AKEL olarak Kıbrıs halkının tümünü temin ederiz ki Kıbrıs sorununda üzerimize düşen her şeyi yapmaya devam edeceğiz

AKEL olarak Kıbrıs halkının tümünü temin ederiz ki Kıbrıs sorununda üzerimize düşen her şeyi yapmaya devam edeceğiz

AKEL Genel Sekreteri Andros Kiprianu Cenevre’de yapılan gayri resmi konferansın belirlenmiş olan temel hedefe ulaşamadığını ve anlamlı bir müzakere için yolu ne yazık ki açmadığını belirtti.
Kiprianu, ortak bir zemin yaratılmasının koşullarının olmadığını tespit eden BM Genel Sekreteri’nin bu nedenle çabayı ertelediğini ve gelecek gayri resmi konferansın üzerinde anlaşmaya varılmış olan zeminde özlü görüşmelerin yeniden başlaması hedefine ulaşabilmesi umuduyla birkaç ay zaman verdiğini söyledi. Konferansın başarısız bir şekilde sonuçlanmasından iki devlet tezinde ısrarı nedeniyle Türkiye’nin ve Kıbrıslıtürk liderliğinin sorumlu olduğunu ifade eden Kiprianu, Türk tarafının Kıbrıs sorununun çözümü için iki toplumun üzerinde anlaşmaya varmış olduğu çerçeveyi küçümseyerek, kabul edilemez taksimci tezlerinde ısrar ettiği sürece bundan sonraki çözüm çabalarının da peşinen başarısızlığa mahkûm olacağına işaret etti.
Türkiye’nin iki devlet tezinin gerek BM Genel Sekreteri, gerekse Güvenlik Konseyi’nin daimi üyeleri tarafından beklendiği gibi reddedildiğini hatırlatan Andros Kiprianu, BM’nin ve uluslararası toplumun iki devletli çözümü reddetmesinin çok önemli olduğunu ancak bunun rehavete yol açmaması gerektiğini, çünkü iki devletin reddedilmesinden yurdumuzu ve halkımızı özgürleştirecek ve yeniden birleştirecek bir çözüme kadar kat edilecek büyük bir mesafenin olduğunu kaydetti. Önümüzdeki ayların çok zor ve önemli olacağını dile getiren Kiprianu, bugün var olan durumda uluslararası toplum iki devletli çözümü reddediyorsa da Türk tarafının prestijinin kurtarılması gerektiği düşüncesiyle Kıbrısrum tarafından bir mesafe kat etmesini isteyenlerin giderek artmakta olduğunu söyledi. Kiprianu detaya girmeksizin kimilerinin varılan yakınlaşmalarda Kıbrısrum tarafı aleyhine bazı değişikliklerin yapılması yönünde girişimlerde bulunduğuna dair ipuçlarının olduğundan söz etti.
“Peki bu kasvetli ortamda Cumhurbaşkanı Anastasiadis ne yapmalıdır?” diye soran AKEL Genel Sekreteri, “elbette pasif bir savunma rolünde sınırlı kalmamalı, bilakis inisiyatifler üstlenmelidir. Tarafların yakınlaştığı konularda ve özellikle de temel konularda geri adım atmamalıdır. Aynı zamanda bizzat kendisi yakınlaşmaları tartışmaya açmaya devam ederse, Türk tarafına ve başkalarına da aynısını yapmaları için nedenler vermiş olacağını anlaması gerekir” diye ekledi.
Üzerinde anlaşmaya varılmış konuların yeniden tartışmaya açılmasının sonu gelmeyen tartışmalara ve yakınlaşmalarda Türk tarafı lehine değişiklikler yapılmasına yol açacağını AKEL’in defalarca vurguladığını söyleyen Kiprianu, gayri resmi Cenevre konferansından öğrenilmesi gereken bir şey varsa onun da bu olduğunu belirtti. Bugün yapılması gerekenin iki toplumun üzerinde anlaşmaya vardığı çerçevenin ve varılan yakınlaşmaların korunması olduğunu ve zamanı geldiğinde gözbebeğimiz gibi korumamız gereken Guterres Çerçevesi’nin sadece askıda olan konularında köprü kurucu öneriler sunulması olduğunun altını çizdi.
“Ancak neden bu noktaya geldik? Türkiye’ye iki devletli çözüm yönünde eski tezlerine bu kadar görünür bir şekilde geri dönme fırsatı nasıl ve neden verildi? BM ve Güvenlik Konseyi’nin görüşmelere Crans Montana’da kalınan yerde devam etme yönündeki tezi neden ve nasıl adım adım terkediliyor? Neden Kıbrısrum tarafında kimileri elbette iki devlet tezini benimsediklerini iddia etmeksizin temel yakınlaşmalarda Türk tarafı lehine bazı değişiklikler yapılmasından söz ediyor? Neden dört yıl boyunca müzakere sürecinin yeniden başlaması mümkün olmadı?” sorularını sıralayan Andros Kiprianu, bu sorulara cevabın Sn. Anastasiadis’in son yıllarda sergilediği çelişkiler ve yalpalamalarda, özlü inisiyatifler üstlenmemesinde bulunduğunu söyledi. Elbette ki bugünkü son derece endişe verici ve hayal kırıklığına yol açan durum için işgalci gücün ağır sorumluluklarının bir an dahi görmezden gelinemeyeceğini belirten Kiprianu, gayri resmi konferansta yaşanan durumun Crans Montana’da ve onu izleyen verimsiz yıllarda Sn. Anastasiadis’in ortaya koyduğu tutumlarla tamamen alakasız olmadığını da sözlerine ekledi.
AKEL’in sorumlu ve ciddi bir parti olarak geçen Aralık ayının başından itibaren Cumhurbaşkanına nelerin yapılması gerektiğine dair kapsamlı bir öneride bulunduğunu hatırlatan Andros Kiprianu, Cumhurbaşkanının bu öneriye dört ay sonra ve Cenevre konferansının öncesinde ama AKEL’in çok net önerisini tamamen çarpıtarak yanıt verdiğini ifade etti.
Eğer koşullar yeni gayri resmi konferansın yapılmasına izin verirse aynı sahnenin tekrarlanmaması gerektiğinin altını çizen AKEL Genel Sekreteri Kiprianu, BM Genel Sekreteri’nin verdiği birkaç aylık sürenin doğru şekilde değerlendirilmesi gerektiğini ve böylece Türkiye’nin ya Crans Montana’da kalınan yerden görüşmelerin yeniden başlamasına dönmesini ya da olası yeni başarısızlığın tek müsebbibi olarak teşhir olmasının sağlanması olduğunu kaydetti.
Son konferansın olumsuz tecrübesinin ışığında Cumhurbaşkanı Anastasiadis’in AKEL tarafından sunulan öneriye ilişkin tutumunu yeniden gözden geçirmesi durumunda sadece olumlu sonuçların ortaya çıkabileceğini söyleyen Andros Kiprianu “AKEL olarak Kıbrıs halkının tümünü temin ederiz ki üzerimize düşen her şeyi yapmaya devam edeceğiz. Kalıcı taksimi önlemek için verdiğimiz bu büyük mücadelede karşılaşacağımız tüm zorlukların tamamen bilincinde olarak yapıcı önerilerde bulunmaya devam edeceğiz” diye konuştu. Kiprianu, Türkiye tarafından öne sürülen ve Kıbrıs sorununun çözümünü engelleyen kabul edilemez taleplerin ortadan kaldırılması ve Kıbrıs sorununun üzerinde mutabık kalınan zeminde çözümü yönünde AKEL’in önümüzdeki dönemde gerek uluslararası düzeyde, gerekse Kıbrıstürk toplumu yönünde gerekli tüm inisiyatifleri üstleneceğini vurguladı.
PREV

AKEL’in yeni Merkez Komitesi seçildi

NEXT

Tek çözüm İsrail’in Filistin topraklarındaki işgaline ve kolonizasyonuna son verilmesidir