İsrail makamlarının Filistinlilerin topraklarını yasadışı bir biçimde ele geçirmelerine ve İsrail’in Arap yurttaşlarına yönelik ayrımcılıklara karşı direnişte hayatlarını feda edenlerin ve yer alanların onuruna 1976’dan itibaren atfedilen 30 Mart Filistin “Toprak Günü”nde yayınladığı açıklamada AKEL, Filistin halkının mücadelesiyle tam dayanışmasını bir kez daha vurguladı.

AKEL açıklamasında, uluslararası toplumun gözü önünde İsrail’in 1967’den beri Filistin topraklarını işgal etmeye devam ettiğini, bu toprakların meşru sakinlerini yerlerinden ve mülklerinden kovduğunu, evlerini yıktığını ve yasadışı bir şekilde yerleşimleri genişlettiğini belirtti. İsrail devletinin uluslararası hukuku sürekli ihlal etmesine tolerans ve destek veren ABD’nin Kudüs’ü İsrail’in bölünmez başkenti olarak tanımasının, işgal altındaki Golan tepelerinde İsrail’in egemenliğini tanımasının Filistin sorununu çözme olanaklarını dinamitleyen hareket olduğunu kaydetti.

Sürmekte olan işgalin tüm halklar gibi pandemiden müzdarip olan Filistin halkına iki misli acı çektirdiğini ve işgalci gücün Filistinlileri aşılara serbest erişimden mahrum bıraktığının altını çizen AKEL, İsrail işgaline ve 14 yıldır devam eden Gazze’nın ablukasına son verilmesi, siyasi tutukluların serbest bırakılması, Filistin halkının insan haklarına saygı talebiyle sesini birleştirdiğini vurguladı.

Uluslararası toplumu ve AB’yi eşit mesafe politikalarına ve İsrail’in cezasız bırakılmasına son vermeye çağıran AKEL, Filistin halkıyla birlikte, başkenti Doğu Kudüs olan ve 4 Haziran 1967 sınırlarında bağımsız ve yaşayabilir bir Filistin devletinin kurulması talebini dile getirdi.