ABD-İsrail’in İran’a saldırısı dünyanın tümü açısından korkunç tehlikelere yol açıyor

 

 

ABD’nin İran’a saldırısıyla Orta Doğu’da çatışmanın tırmandırılması, sadece bölge açısından değil, dünyanın tümü açısından da korkunç tehlikelere yol açmaktadır. İsrail ve ABD’nin İran’a saldırısı uluslararası hukukun yeni ve aleni bir ihlali olmakla kalmayıp, Orta Doğu’nun sınırlarını kendi jeopolitik ve enerji çıkarlarına göre yeniden çizme planlarını hayata geçirmelerinin bir parçasıdır. Bu plan, Filistin halkına karşı sürdürülen soykırımı da içermektedir.

 

AKEL, diplomasiye dönülmesi yönünde BM Genel Sekreteri’nin yaptığı çağrıyı desteklemekte ve bu meselede askeri çözüm olmadığını vurgulamaktadır. Öncelikle barıştan yana olup, insanlığın geleceği için endişe eden ve yeni bir emperyalist savaşa karşı çıkan dünyanın dört bir yanındaki milyonlarca insanla sesimizi birleştiriyoruz.

 

Trump ve Netanyahu tarafından öne sürülen gerekçeler açıkça ikiyüzlüdür ve Irak, Libya, Afganistan vb. örneklerde de görülenlerin tekrarı niteliğindedir. Tüm dünya bilmektedir ki, ABD ve İsrail çıkarlarının gerektirdiği durumlarda teokratik rejimler ve diktatörlükler ile mükemmel iş birlikleri yapmakta, radikal dinci terörü bile desteklemekte veya onu bir araç haline getirmekte tereddüt etmemektedirler. Nükleer silahlara gelince, şunu unutmamak gerekir ki, Birleşmiş Milletler Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşması’nı imzalamayan ve bölgemizde kesin bir şekilde nükleer silah sahibi olan tek ülke İsrail’dir.

 

AKEL, tüm Orta Doğu’nun nükleer silahlardan ve diğer kitle imha silahlarından arındırılmış bir bölge ilan edilmesi yönündeki talebin her zamankinden daha acil ve güncel olduğunu hatırlatmaktadır.

 

Savaşın ağır sonuçlarını yaşayan bölge halklarının tümüyle AKEL olarak tam dayanışma içinde olduğumuzu bir kez daha vurgularız.