Ülkenin vahim su durumu konusunda Anastasiadis ve Hristodulidis hükümetlerinin sorumlulukları çok ağır
Su sorunu hükümetin öncelikleri arasında en üst sıraya yerleştirilmelidir, çünkü gıda güvenliği ve halkımızın yaşamını sürdürebilmesi açısından büyük önem taşımaktadır.
Kıbrıs’ın bu yıl suyla ilgili yaşadığı durum daha öncesinde görülmemiştir.
Hükümetin bugün alelacele uygulamaya koymaya çalıştığı tuzdan arındırma tesisleri aslında çoktan kurulmuş ve içme suyu ihtiyacının %100’ünü karşılıyor olmalıydı.
Hükümet ülkenin su durumunun vahim genel tablosunu gizleyip, kamuoyunda olumlu intiba yaratma amacıyla tuzdan arındırma konusuna odaklanmıştır.
Tarım sektöründeki durum iş karartıcıdır. Pek çok çiftçinin hiç suyu yoktur. Barajlardaki doluluk oranı tarihsel olarak çok düşük bir seviye olan %10’a inmiştir ve mevcut tek kaynak, birbiri ardına kuruyan sondaj kuyuları ile ihtiyacın çok küçük bir kısmını karşılayabilen geri kazanılan sudur. Meyve ağaçları yok olurken, mevsimlik ekimlerden söz etmek bile mümkün değildir.
Bu durum karşısında Hristodulidis hükümeti derhal harekete geçmek yerine, çiftçilere yeni ekim yapmamaları yönünde uyarılarda bulunmaktadır. Tek başına bu bile bir başarısızlık itirafıdır!
Bu vahim durum sadece kuraklığa veya kötü hava koşullarına bağlanamaz. Hem önceki hem de şimdiki hükümetin sorumlulukları çok büyüktür. Sayıştay raporlarının da gösterdiği üzere, su meselesi hükümetlerin öncelikler listesinde en alt sıraya itilmiştir.
Sular İdaresi Dairesi neredeyse tamamen zayıflatılmıştır; on yıl önce planlanan 60 su projesinden bugüne kadar yalnızca 14’ü hayata geçirilmiştir.
On yıl önce barajlar tamamlanmış olmasına rağmen sulama ağlarının hâlâ yapılmamış olması, ataletten başka nedir?
Gerekli altyapıların eksikliğinden dolayı milyonlarca metreküp geri kazanılmış suyun kullanılamaması atalet değil de nedir?
Tuzdan arındırma tesislerini tam kapasiteyle işletmek yerine, sulama için barajlardan su çekmek dar görüşlü bir politikadan başka nedir?
Hükümetin artık bu durumun ciddiyetini anlaması ve en azından olumsuz sonuçları hafifletmek için projelerin hayata geçirilme hızını artırması gerekmektedir.
Hükümet şu adımları atmalıdır:
- Yüksek verimli sulama teknolojilerinin uygulanması.
- Daha az suya ihtiyaç duyan tarım ürünlerinin teşviki.
- Su şebekesinin altyapısının iyileştirilmesi ve su kayıplarının azaltılması.
- Yağmur sularının toplanması ve değerlendirilmesi.