Home  |  Açıklamalar   |  Nekbe’den sonra 77 yıl | Filistin halkıyla dayanışma

Nekbe’den sonra 77 yıl | Filistin halkıyla dayanışma

 

 

Filistin halkı 1948’de yurdundan sürgün edilmeyi, mülteci olmayı, katliamları, mülklerinin gasp edilmesini, Nekbe’yi, yaşam biçimlerinin ve toplumsal dokusunun tahrip edilmesini yaşadı. İsrail devleti 77 yıldır Filistinlileri topraklarından tamamen sürmeye ve onların yüzyıllardır bu topraklarda varlığını kanıtlayan her türlü unsuru ortadan kaldırmaya çalışmaktadır.

 

Nekbe ne yazık ki sadece tarihi bir gerçeklik değil, aynı zamanda günümüzde de var olan bir gerçekliktir. Bugün, 21. yüzyılın ilk soykırımı Gazze’de yaklaşık 20 aydır tüm insanlığın gözü önünde yaşanmaktadır. ABD ve NATO’cu müttefikleri tarafından desteklenen ultra-modern savaş makineleriyle giriştiği topyekûn yıkımda İsrail çoğunluğu çocuklar ve kadınlar olmak üzere 51 binden fazla Filistinliyi öldürdü. Açlığı bir silah olarak kullanarak Filistinlilerin tam bir neslini yerinden etmeye ve yok etmeye çalışarak; yerleşim birimlerinin, hastanelerin, okulların, üniversitelerin, camilerin ve kiliselerin %70’inden fazlasını yıkarak, Netanyahu Gazze’yi sömürgeleştirmeyi ve turistik bir yere dönüştürmeyi hedeflemektedir. İşgal, yasa dışı bir şekilde nüfus taşınması, evlerin yıkılması, tutuklamalar ve hapisler, cinayetler, pogromlar hem Batı Şeria’da hem de Doğu Kudüs’te günlük hayatın bir parçası haline getirilmiş durumdadır.

 

AKEL, Filistin halkıyla tam dayanışmasını dile getirmekte ve soykırımın derhal durdurulmasını, İsrail devletinin cezalandırılmamasına son verilmesini, Uluslararası Ceza Mahkemesi kararlarının uygulanmasını, uluslararası hukuka ve BM kararlarına saygı gösterilmesini talep eden dünyanın dört bir yanındaki herkesle sesini birleştirmektedir. 1967 sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız Filistin devletinin derhal tanınmasını ve Filistin halkının insan haklarının ve temel özgürlüklerinin tam olarak iade edilmesini talep ediyoruz. Filistinli mültecilerin özgür olma ve topraklarına dönme hakkına saygı gösterilmelidir ve tüm insanlık bunu talep etmelidir. Ancak bu şekilde hem Filistinliler hem de İsrailliler barış ve güvenlik içerisindeki bir geleceğe sahip olabilirler. Kıbrıs’ın da buna destek vermesi gerekmektedir.

 

PREV

Avrupa Komisyonu'nun Kıbrıs sorunuyla ilgili Özel Temsilci atamasına dair AKEL’in açıklaması

NEXT

Yolsuzluklara karşı mücadele konusunda DİSİ’nin çok geç kalmış ilgisi