Türkiye’nin istilasının 50. yıldönümü Kıbrıs halkının yaralarına tuz basıyor
Türkiye’nin istilasının 50. yıldönümü, yurdunun özgürlüğü ve yeniden birleşmesi için mücadele eden Kıbrıs halkının yaralarına tuz basıyor. Atina Cuntası’nın ve EOKA B’nin hain darbesinden bayrağı devralan Türkiye NATO’nun Kıbrıs’ı bölmeye yönelik planını tamamladı. 20 Temmuz 1974’te adamızı istila ederek yıkım ve ölüm saçtı, Kıbrıs’ın toprak bütünlüğünü parçaladı ve Kıbrıslı Rum- Kıbrıslı Türk, Kıbrıs halkının şiddet yoluyla bölünmesini dayattı.
İstilanın yıldönümünde işgalci gücün ve Kıbrıs Türk liderliğinin savaş çığırtkanlığı yapan kutlamaları, tüm Kıbrıs halkına yönelik bariz bir tahriki okuma etmektedir. Türkiye’nin istilası hakkında yaptığı propagandada kullandığı bahanelerin hiçbirinin temelinin olmadığının altını çiziyoruz. Ne uluslararası hukuk ne de Türkiye’nin kötü niyetle kullandığı Garanti Anlaşması, garantör güçlere Kıbrıs’a askeri müdahale hakkı vermiyor çünkü böylesi bir şey BM Şartı’na doğrudan aykırıdır. Türkiye darbeyle devrilen anayasal düzeni hiçbir zaman yeniden kurmadı veya yeniden kurmayı amaçlamadı.
Anayasal düzen, önce hain Samson’un uzaklaştırılmasıyla ve Aralık 1974’te Makarios’un Kıbrıs’a ve Cumhurbaşkanlığı’na dönüşüyle kesin olarak yeniden sağlandı, ancak Türkiye’nin işgal orduları bugüne kadar Kıbrıs’ı ı terk etmedi. “Kıbrıslı Türkleri koruma” bahanesi de yalandı, çünkü Türkiye Kıbrıslı Türklerin toplum olarak yok edilmesi ve işgal altındaki bölgenin sömürgeleştirilmesi kendi siyasi ve ekonomik kontrolünün artması yönünde uygulamalarını sürdürüyor.
Kıbrıs aleyhine işlenen çifte suçun, darbe ve istilanın 50. yıldönümü ve işgal ve bölünmenin yarım asrı doldurduğu bugünlerde AKEL ne statükoyla ne de Erdoğan-Tatar ikilisinin iki devletli “çözüm” talepleriyle asla uzlaşmayacağını bir kez daha vurgulamaktadır. BM kararlarında belirtildiği şekilde siyasi eşitliğe sahip, iki kesimli, iki toplumlu bir federasyon çözümüyle Kıbrıs sorununun çözülebileceğinin bir kez daha altını çiziyoruz ve bu nedenle müzakerelere 2017 yılında Crans Montana’da kesintiye uğradığı yerden, Guterres Çerçevesi ve tüm müzakere yakınlaşmaları temelinde devam edilmesi hedefinde ısrar ediyoruz. Ancak bu şekilde özgürlüğe ve yeniden birleşmeye giden yol açılacak, Kıbrıslı Rum-Kıbrıslı Türk-Ermeni-Maronit ve Latin, Kıbrıslıların tümü için gerçek ve kalıcı barış ve güvenlik günlerine ancak bu şekilde ulaşılacaktır.
AKEL, 1974’ün kara yazında yurdumuzda demokrasiyi, bağımsızlığı, toprak bütünlüğünü savunma uğruna canlarını feda eden Kıbrıs halkının yiğit evlatlarını sonsuz saygı ve minnetle anmaktadır. Ayrıca Cuntacı subayların aksine halkımızın yanında yer alan ve Kıbrıs’ı savunan Yunan askerlerini de saygıyla anıyoruz. Kıbrıs’ın kahramanları darbeye ve istilaya karşı direnenlerdir, devletin ve halkın onur çelenklerini onlar hak etmektedir. AKEL Genel Sekreter Stefanos Stefanu başkanlığındaki AKEL heyeti onların kabirlerine çelenk koymak için yarın, 20 Temmuz Cumartesi sabahı saat 9’da Makedonitissa Mezarlığı’na gidecektir.