AKEL, 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü vesilesiyle doğru, geçerli ve objektif bilgilendirme için çalışan ve mücadele eden, siyaseti ve ekonomik gücü takip ve denetleme işlevini ve misyonunu çoğu zaman olumsuz koşullarda bile yerine getiren gazetecilik camiasına takdirlerini dile getirmektedir.

Özellikle günümüzde ekonomik, sosyal ve kurumsal krizlerin yaşandığı koşullarda gazeteciler belirli çıkarlara hizmet etmeleri yönünde Avrupa ülkelerinde dahi baskı ve tehditlerle karşı karşıya kalmaktadır. Bu durum temel ifade özgürlüğünün, basın özgürlüğünün, fikirlerin serbest dolaşımının hedef tahtasına konulmasına yol açmaktadır. Art arda yayınlanan uluslararası raporlar, bağımsız gazeteci gruplarının ve hatta Avrupa Parlamentosu gibi kurumların açıklamalarında ekonomik ve siyasal çevrelerle iç içe geçmiş güçlü çıkarları olan medya sahiplerinin çeşitli vesile ve biçimlerde uyguladıkları baskının basın özgürlüğünü yaraladığına işaret edilmektedir.

Bugün basın mensupları sadece siyasi baskılar nedeniyle değil, aynı zamanda otosansür olgusunu yoğunlaştıran iş güvencesizliği nedeniyle de çok zor koşullar altında çalışmaktadırlar. İfade özgürlüğünün ve dolayısıyla objektif bilgilendirmenin etkin bir şekilde korunması için devletin görevi, basının bağımsızlığını ve özgürlüğünü destekleyen bir çerçeve ve stratejik bir planlamayla basın özgürlüğünü ve basında plüralizmi korumaktır.