15 Temmuz 1974: Kıbrıs’a karşı en büyük ihanetin günü
15 Temmuz ülkemizin yakın tarihine Kıbrıs halkının uğradığı en büyük ihanet günü olarak geçti. Atina Cuntası ve EOKA B tarafından Cumhurbaşkanı Makarios’a karşı yapılan 15 Temmuz Darbesi NATO’nun Kıbrıs’ı bölme planının ilk bölümünün EOKA-B’ci faşizm tarafından bilinçli olarak uygulanmasıyla Kıbrıs Cumhuriyeti’nin baltalanmasının doruk noktasıydı ve böylece beş gün sonra Türkiye’nin adamızı istilasına kapıyı açtı. Yunanistan ve Kıbrısrum faşizminin ihaneti de böylece sonucun vardı. Bir yandan Atina’daki Cunta rejimi Kıbrıs’ın savunmasının güçlenmesini engellerken, diğer yandan Cuntacı subaylar Kıbrıs halkının evlatlarını Türkiye’nin ordularıyla eşit olmayan bir savaşta tek başlarına bırakarak savaş alanlarını terk ettiler. Diğer darbeciler cephe gerisine saklandılar veya Kıbrıslıtürk sivilleri katlettiler ve ardından Mağusa’yı savaşmadan Türk ordusuna teslim ettiler.
Kıbrıs’ın kanı Cunta’nın ve EOKA-B’nin ellerindedir. Bu ihanet Kıbrıs halkı tarafından ne unutuldu ne de affedildi. Tam aksine, bu ihaneti işleyen failler, manevi failler ve hatta bugüne kadar bunu savunmaya devam edenler için bir utanç damgası oldu ve sonsuza dek de öyle kalacak.
Darbe ve EOKA-B’ci faşizme karşı duran Demokratik Direnişi AKEL saygıyla anmaktadır. Darbecilerin emirlerini yerine getirmediği için öldürülen askerleri, cezaevlerinde, sorgularda, işkencelerde, faşizme karşı direnen, Cumhuriyeti ve ülkenin meşru hükümetini savunan direnişçileri, demokratları saygıyla anmaktadır. AKEL, geçen yıl Temsilciler Meclisi’nde onaylanan ve bir yandan Direniş’in onuruna devleti harekete geçmeye somut faaliyetlere çağıran ve diğer yandan da işlenen ihanete katılanların onurlandırılmasıyla ilgili herhangi bir faaliyetin devlet tarafından desteklenmesinin ya da finanse edilmesinin sonlandırılmasını vurgulayan kararı hükümete hatırlatmaktadır.
Faşist Darbe’nin 49. Yıldönümünde işgalci gücün yurdumuz aleyhine yol açtığı yeni oldubittilerle ve süregiden bir müzakere çıkmazıyla Kıbrıs ve yurdumuzun kurtuluş davası tehlikeli ve uç bir dönüm noktasında bulunuyor. AKEL’e göre, 1974’ün kara günlerinin yıldönümündeki kınama ve Demokratik Direniş’i onurlandırma aşırı sağa ve faşizme karşı mücadelenin bir parçasıdır; üzerinde anlaşmaya varılmış olan ve siyasi eşitliğe dayalı iki bölgeli, iki toplumlu federasyon temelinde Kıbrıs sorununun çözümüyle işgali sonlandırma mücadelesinin bir parçasıdır; Kıbrıslırum-Kıbrıslıtürk- Maronit-Ermeni ve Latin, Kıbrıslıların tümünün ortak vatanı, özgür, bağımsız ve yeniden birleşmiş bir Kıbrıs için mücadelenin bir parçasıdır.