Ülkenin Yönetiminde İlerici Değişim ve Yeniden Birleşme Hedefleriyle AKEL Bağımsızlığın Yıldönümünü Kutluyor
AKEL, bağımsızlığın 62. yıldönümünü kutluyor. Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuruluşu Kıbrıs’ı ve Kıbrıs halkını sömürge yönetiminden kurtaran zorlu ve uzun mücadelelerin doruk noktası oldu. Ancak İngiliz sömürgecilerinin o dönemde Yunanistan ve Türkiye hükümetlerinin işbirliğiyle Zürih ve Londra anlaşmalarına dahil etmeyi sağladıkları koşullar nedeniyle Kıbrıs’ın bağımsızlığı budanmış bir halde kaldı.
Budanmış bağımsızlık, bir yandan İngiliz sömürgeciliğinin adadaki varlığının devamını sağlamayı hedefleyen yöntemlerinin ve Doğu Akdeniz ve Orta Doğu bölgesinde planlarını hayata geçirebilmek için NATO’nun kendi savaş arabasına Kıbrıs’ı bağlama isteğinin bir sonucuydu. Diğer yandan da kendi ideolojik saplantılarını ve yanılsamalarını sürdüren ve sömürgeciliğe karşı tüm halkın birleşik cephesinin yaratılmasına izin vermeyen Kıbrıs Sağı’nın dar görüşlü siyasetinin bir sonucuydu.
Kıbrıs Cumhuriyeti ne yazık ki daha hayatının ilk kritik yıllarında hem içeride hem de dışarıda birçok düşmanla karşı karşıya kaldı. Yurtiçinde, Kıbrısrum toplumundaki hâkim güçler bağımsızlığı Enosis için, Yunanistan ile birleşme için, Kıbrıstürk toplumundaki hâkim güçler ise Taksim için bir basamak olarak gördüler. Böylece Kıbrıs’ın iki toplumunda da ağırlıklı olarak milliyetçilik ve şovenizme yatırım yapan dıştan gelen komplolar ve müdahaleler kendileri için verimli bir zemini buldular. Kıbrıs Cumhuriyeti destek görme yerine baltalanmaya ve savaşa maruz kaldı. Sorunların ve komploların doruk noktası NATO tarafından planlanan ve 1974 yazında Atina Cuntası ve EOKA B’nin hain darbesi ve Türkiye’nin istilasıyla Kıbrıs’a karşı işlenen çifte cinayet oldu. O zamandan beri Kıbrıs Türkiye’nin işgali ve defakto bölünme ile açılan ve ülkemizin, halkımızın geleceğini tehdit eden yaralarla yürümeye çalışmaktadır.
Bugün bulunduğu kritik kavşakta ülkemizin uluslararası itibarını yeniden kazanması ve uluslararası toplumu, Guterres çerçevesi ve müzakere müktesebatı temelinde Crans Montana’da kalınan yerden müzakerelere devam etmeye ikna etmesi şarttır. Ancak uluslararası toplumu ikna etmek için öncelikle bu hedefte tutarlı olunması şarttır. AKEL, işgalin son ermesi, ülkemizin ve halkımızın yeniden birleşmesi, Kıbrıslırumların ve Kıbrıslıtürklerin ortak geleceklerini birlikte yönetmeleri için siyasi eşitliğin olacağı iki bölgeli iki toplumlu federasyon çözümü için tüm gücüyle mücadeleye devam edecektir.
Bağımsızlık ve demokrasi için canlarını feda edenlere olan borcumuzun bilincinde olarak, AKEL tarihinden aldığı güç ve coşkuyla ülke yönetiminde ilerici bir değişimin gerçekleşmesi için; hukuk devleti, kurumlar ve değerler açısından yaşanan çöküşü durdurmak için; ülkemiz ve insanlarımız için, genç nesiller için daha güzel günlerin doğması için tüm gücüyle bu mücadeleyi verecektir.
Çünkü Kıbrıs çok daha iyi günleri hak etmektedir, çünkü Andreas Mavroyannis ile bu mümkündür ve Kıbrıs yeni bir sayfa açabilecektir.
