AKEL’den BM Genel Sekreteri’ne Duyuru
Türkiye’nin 1974 istilasının ikinci aşamasının yıldönümünde AKEL Genel Sekreteri Stefanos Stefanu başkanlığındaki parti heyeti BM Genel Sekreteri’ne iletilmek üzere Derinya barikatındaki BM görevlilerine aşağıdaki duyuruyu sundu:
- Cunta’nın ve EOKA B’nin Cumhurbaşkanı Makarios’a karşı faşist darbesinden ardından Türkiye’nin Temmuz ve Ağustos 1974’te silah zoruyla dayattığı ve bugün de devam etmekte olan vatanımızın işgalini ve bölünmesini kınıyoruz.
- Kıbrıs sorununa kapsamlı bir çözüm bulunması öncesinde BM’nin geçici yönetimi altında kentin yasal sakinlerinin geri dönüşünü öngören BM Güvenlik Konseyi’nin Mağusa hakkındaki 550 ve 789 sayılı kararlarını Türkiye’nin bugüne kadar uygulamamış olmasını kınıyoruz.
- İşgalci gücün ve işgal makamlarının Mağusa’nın kapalı kentini kısmen açmaya yönelik olan ve kapalı bölgeyi yasadışı yerleşime ve/veya kentin yasal sakinlerinin askeri işgal koşulları altında geri dönüşüne açmayı hedefleyen eylemlerini kınıyoruz. Ayrıca Kıbrıs Cumhuriyeti’nin MEB’inde Türkiye’nin hukuk dışı talep ve hareketlerini tırmanmasını da kınıyoruz.
- Uluslararası toplumun büyük bir kesiminin Kıbrıs’taki işgalci gücün tutum ve eylemlerine sadece tolerans göstermeye devam etmekle kalmayıp, aynı zamanda çifte standartlı bir tutum izleyerek, Türkiye’yi jeopolitik olarak yükseltmeye devam etmesini endişeyle kaydediyoruz.
- Bölücü ve işgalci statükonun kabul edilemez olduğunu, Kıbrıs ve Kıbrıs halkı açısından sürekli olarak yeni bir tehlikeli aşamaya doğru kaymakta olduğunu vurguluyoruz. Yalnızca üzerinde mutabık kalınan temel ve çerçevede bir çözüm aracılığıyla Kıbrıs’ın kurtuluşu ve yeniden birleşmesi gerçekleştiği takdirde, Kıbrıslıların tümü için barışçıl bir geleceğin güvence altına alınabileceğinin ve Doğu Akdeniz’de güvenlik ve işbirliğine kararlı bir şekilde katkıda bulunulabileceğinin altını çiziyoruz.
- Türkiye’yi Mağusa’nın kapalı kentindeki tüm faaliyetlerini sonlandırmaya ve ilgili BM kararlarına uymaya çağırıyoruz. Ayrıca Türk hükümetini Kıbrıs Cumhuriyeti’nin MEB’i ile ilgili saldırgan hareketlerine ve söylemlerine son vermeye, uluslararası hukuka ve deniz hukukuna uymaya çağırıyoruz. Türkiye’yi ve Kıbrıstürk liderliğini taksimci politikayı terk ederek, Kıbrıs sorununa BM parametreleri temelinde adayı yeniden birleştirecek bir çözüm için işbirliği yapmaya çağırıyoruz.
- Hedefimizin, tüm işgalci güçlerin adadan hızla ayrılmasını, Garanti Antlaşması’nın ve tek taraflı müdahale hakkının derhal kaldırılmasını, yasadışı yerleşime sona verilmesini, yurdumuzun ve halkımızın yeniden birleşmesini, Kıbrıslıların tümünün insan haklarının ve temel özgürlüklerinin güvence altına alınmasını ve korunmasını öngörecek ve üzerinde mutabık kalınan temelde çözüm olduğunu vurguluyoruz.
- Birleşmiş Milletler’in ilgili kararlarında belirtildiği şekilde tek egemenliği, tek uluslararası kimliği ve tek vatandaşlığı olacak bir devleti öngören ve siyasi eşitliğin olacağı iki bölgeli iki toplumlu federasyon çözümü için üzerinde mutabık kalınan temelde ısrar ediyoruz. Erdoğan hükümeti ve Kıbrıslıtürk Tatar liderliği tarafından öne çıkarılan Kıbrıs sorununun çözüm zeminini yıkmaya yönelik her türlü teşebbüsü reddediyoruz. AKEL, ne “iki devletli çözüm” ne de konfederasyon ve “egemen eşitlik” yoluyla Kıbrıs’ın nihai taksimine asla rıza göstermeyecektir.
- Garanti Anlaşması’nı ve her türlü müdahale haklarını kaldıran çözümün uygulanması mekanizması, Kıbrıs konferansının sonuna kadar varılan yakınlaşmalar ve Guterres Çerçevesi temelinde, müzakerelerin 2017’de Crans Montana’da kalınan yerden yeniden başlatılması taahhüdünü ilgili tüm tarafların üstlenmelerinin acilen gerektiğine sarsılmaz bir biçimde inanıyoruz.
- Kıbrıs sorunundaki mevcut durumun ve tehlikeli gidişatın tersine çevrilmesi ve üzerinde mutabık kalınan çözüm çerçevesinde barış sürecinin yeniden başlatılması için BM’yi ve bir bütün olarak uluslararası toplumu tüm etkilerini kullanmaya çağırıyoruz.