Türkiye’nin ve Sn. Tatar’ın Hareketi Hukuk Dışıdır
AKEL Genel Sekreteri Andros Kiprianu kapalı Varoşa kentinin sahil şeridine ilişkin Türkiye’nin ve Sn. Tatar’ın hareketinin hukuk dışı ve kınanması gereken bir hareket olduğunu ve BM’nin ilgili kararlarını ihlal ettiğini, bu nedenle de uluslararası toplum ve özellikle BM Güvenlik Konseyi, AB ve diğer uluslararası düzeylerde kınanması gerektiğini ifade etti.
Kiprianu hedefin Türkiye’nin kışkırtıcı hareketlerine son verilmesi ve Kıbrıs Cumhuriyeti aleyhine yapılmaya kalkışılan oldubittilerin önlenmesi olduğuna işaret ederek, sadece kınamanın sorunun çözümü için tek başına yeterli olmadığını, duyguyla değil mantıkla ve daimi hedef temelinde karar verilecek önlemlerle sorunun çözümü yönünde hareket edilmesinin gerektiğini dile getirdi.
Türkiye’nin hedefinin birinci aşamada Kıbrıs’ın taksiminin kesinleşmesi ve uzun vadede tamamen işgali olduğunun altını çizen Kiprianu, Türkiye tarafından yapılanların bu hedefe hizmet etmeyi amaçladığını belirtti. Kiprianu “bizim hedefimiz yurdumuzun kurtuluşu ve yeniden birleşmesidir. Türkiye’nin bu hedefinin yaşama geçmesinin engellenmesidir. Yapacağımız hareketler bu hedefe hizmet etmelidir” diye konuştu. Kiprianu, nitekim Ulusal Konsey’in açıklamasında da belirtildiği gibi Türkiye’nin bu hareketlerinin kınanmasına gerginliği azaltacak, Türkiye’nin provokasyonlarını sonlandıracak ve özlü müzakerelerin başlamasını sağlayacak girişimlerin üstlenilmesinin eşlik etmesi gerektiğini söyledi.
AKEL Genel Sekreteri “Çerçeve BM’nin ilgili kararlarında belirtildiği şekilde siyasi eşitliğin olacağı iki bölgeli iki toplumlu federasyondur. Başlangıç noktası Crans Montana’da kalınan yerdir. Guterres Çerçevesi, 2014 Şubat Ortak Açıklaması ve şimdiye varılan görüş birlikleri temelinde. Açıkça belirtmek isterim ki biz üçüncü bir tarafın garantilerinin ve müdahale haklarının olmayacağı ve Kıbrıs Cumhuriyeti’nin devamı olacak, tek egemenliğin, tek vatandaşlığın, tek uluslararası kimliğin olacağı birleşik bir devlette ısrar ediyoruz. Kıbrıs sorunu ve özellikle Mağusa konusuyla ilgili olarak hükümeti pek çok konuda eleştirebiliriz. Şimdi bunun zamanı değil. Şimdi Türkiye’nin yapmaya çalıştığı yeni oldubittilerin önlenmesi için hep birlikte çalışma zamanı. Ancak hükümetin ve hükümet partisinin tehlikeleri hafife aldığını belirtmeden geçemiyoruz. 2019 Haziran’ında Türkiye yetkilileri tarafından ilgili açıklamalar yapıldığında, Dışişleri Bakanı bunları ‘iletişim oyunları’ olarak nitelendirdi. İktidar partisi 31 Ağustos 2020’de Türkiye’nin Mağusa’ya yönelik hamleleri olasılığından endişe duymadığını beyan etti. Bu tür yaklaşımlar sorunlara karşı koyulmasına yardımcı olmuyor” dedi.
Kıbrıs sorunu çıkmaza girdiğinde ve müzakereler durduğunda Türkiye’nin yeni oldubittiler yaratma yönünde hareket ettiğini ve tarihin bunu doğruladığını belirten Kiprianu, bu nedenle sürekli olarak inisiyatifler üstlenilmesi gerektiğini kaydetti.
Türkiye açık bir şekilde duyuru ve tehditlerde bulunduğunda bunları uygulamaya koymasının sadece zaman meselesi olduğunu ve uygun fırsatı aradığını belirten Andros Kiprianu, bu yaşanan gelişmelerin olumsuz, durumun oldukça zor olduğunu, şu anda gerekenin kolektif bilgelik, mantığın hakim olması ve birlikte hareket etmek olduğunu dile getirdi.
“Bütün Kıbrıslıtürkler aynı değildir. Sn. Akıncı’nın, Sn. Erhürman’ın ve başkalarının dünkü tepkileri bunu kanıtlamaktadır. Sahip olduğumuz farklılıklar ne olursa olsun ortak vatanımızın çıkarlarına hizmet etmek için onlarla birlikte çalışmayı hedeflemeliyiz” diye konuşan Kiprianu “Kıbrıs yeniden birleşmezse kaybedilecek. Buna izin vermemeliyiz. Çocuklarımıza, torunlarımıza ve kendimize borcumuz budur” diye ekledi.