Home  |  Açıklamalar   |  AİHM kararı Başsavcı Yardımcısı’nı teşhir etmekte ve Kıbrıs’ı utandırmaktadır

AİHM kararı Başsavcı Yardımcısı’nı teşhir etmekte ve Kıbrıs’ı utandırmaktadır

 

28 yaşındaki bir kadının tecavüz şikâyetiyle ilgili olarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) aldığı karar Başsavcı Yardımcısını teşhir etmekte ve Kıbrıs’ı utandırmaktadır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararıyla Kıbrıs Cumhuriyeti ağır bir tokat yerken, iki temel mesele ortaya çıkmaktadır:

 

  1. Cinsel şiddet şikâyetlerinin araştırılması sürecinde, Kıbrıs’ın devlet kurumlarını kadınlara karşı cinsiyetçi kalıpların ve önyargıların hâlâ etkilediği bir kez daha doğrulanmaktadır. Bu son karar, 19 yaşındaki bir İngiliz kadının bir grup İsrailli genç tarafından tecavüze uğradığı yönündeki şikâyeti konusunda AİHM’in Kıbrıs’ı mahkûm ettiği başka bir karara eklenmektedir. Şiddet mağduru kadınlara karşı Kıbrıs devletinde var olan yapısal ve kurumsal cinsiyetçiliğe karşı ülkenin her vatandaşı harekete geçmelidir. AKEL, cinsel ve toplumsal cinsiyete dayalı şiddet vakalarının soruşturulması ve yargılanması sürecindeki, soruşturma ve kovuşturma makamlarındaki, adalet sistemindeki ve diğer kurumlardaki toplumsal cinsiyet kalıplarının Meclis İnsan Hakları Komitesi’nde yeniden ele alınmasını talep edecektir.

 

  1. Başsavcı Yardımcısı’nın sorumluluğu da aynı derecede ciddi bir meseledir. Mahkeme, onun müdahalelerinin, 28 yaşındaki kadının şikâyetlerinin etkili bir şekilde araştırılmamasına ve kadının yeniden mağdur edilmesine yol açtığını belirtmektedir. Ayrıca olaya siyasi bir kişinin dâhil olması, Başsavcı Yardımcısına AİHM’in yüklediği sorumluluklara ek olarak, onun bu dosyada kendi siyasi kesimini korumak veya kayırmak amacıyla hareket edip etmediği sorusunu da gündeme getirmektedir. Başsavcı Yardımcısı’nın şikâyetçi kadına dava dosyasına erişim izni vermemesi de AİHM tarafından son derece sorunlu bulunmuştur. Bu konunun Başsavcı Yardımcısı tarafından defalarca başka davalarda da benzer şekilde ve muhtemelen kasıtlı biçimde hatalı tutumlar ortaya koyulmuş olmasıyla birlikte değerlendirilmesi şu sonucu ortaya koymaktadır: Eğer biraz olsun onuru kaldıysa, derhal istifa etmesi gerekir.

 

Kesin olan şu ki, toplumun büyük çoğunluğu artık Başsavcılık makamına güven duymamaktadır.

 

PREV

İrini Haralambidu’yu tebrik ediyoruz

NEXT

Bir devlet yetkilisi ülkesini kaç kez küçük düşürdüğünde istifa etmelidir?