“Çocukluk Çağı Kanseri” konulu yuvarlak masa toplantısında AKEL Genel Sekreteri Stefanos Stefanu’nun yaptığı konuşma
Bugünkü toplantı, çocukluk çağı kanseri konusunda toplumu bilgilendirme ve bilinçlendirme amacıyla AKEL Merkez Komitesi Sağlık Bürosu ve Avrupa Parlamentosu’ndaki Sol Grup tarafından başlatılan kampanya kapsamındaki bir faaliyettir.
Kampanyamızın amacı toplumla görüş alışverişinde bulunmak ve çocukluk çağı kanserine ilişkin politikamız hakkında bilgi vermektir.
Ancak esas olan, çocukluk çağı kanserinden tüm çocukların zaferle çıkmaları için devletin yeterli tüm hizmetleri sunmasının sağlanmasıdır.
Karşımıza öncelikle şu sorular çıkıyor:
Şu anki koşullar en iyi koşullar mı?
Yeterli alt yapılar mevcut mu?
Bu kişilere gerekli tıbbi, hemşirelik, ilaç ve psikososyal destek sağlanıyor mu?
Çocukluk çağı kanserine karşı mücadele sağlık sistemlerinin stratejik planlamasında bir öncelik olmalıdır.
Bizim anlayışımıza göre, bu planlama şu eksenlere dayanmalıdır:
- Zamanında teşhis
- Özel tedavi
- Çocukların bakımı ve desteklenmesi
- Çocuklara ve ailelerine psikososyal destek
Çocuk kanseriyle mücadelede kapsamlı bir sistem ve altyapıya sahip olmanın önemini anlamak için, bu sistemlerin mevcut olduğu ülkelerde bireylerin hayatta kalma oranının %80’e ulaştığını belirtmek isterim. Ancak yeterli kaynakların ve yeterli altyapının olmadığı ülkelerde bireylerin yalnızca yüzde 20 ila 30’u hayatta kalabiliyor.
Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) verilerine göre, her yıl 19 yaşına kadar tahminen 400.000 çocuk ve ergene bir tür kanser teşhisi konuluyor. Bunlardan yalnızca %20’sinin uygun tıbbi bakıma erişimi var.
Tüm çocuklara erken teşhis ve uzman tedavisi sağlanabilseydi, her yıl 150.000’den fazla ölüm önlenebilirdi.
AKEL, başta çocukluk çağı kanseri olmak üzere sağlık sorunlarına her zaman yüksek öncelik vermiştir. Çocuk kanseriyle mücadele hedefiyle AKEL Avrupa Parlamentosu Milletvekili Giorgos Georgiu ve Sol Grup tarafından hayata geçirilen ve 2025 AB bütçesinden 6 milyon avronun tahsis edilmesi talebini de içeren önemli bir girişim arzu edilen sonuca ulaştı ve bu talep Avrupa Parlamentosu tarafından onaylandı.
Kıbrıs’ta 18 yaşına kadar olan çocuklarda yılda yaklaşık 40 yeni kanser ve lösemi vakası teşhis ediliyor.
Tüm uzmanların vurguladığı gibi erken teşhis çok önemlidir.
Bu nedenle hastalığı zamanında teşhis edebilmeleri için sağlık çalışanlarının eğitimine ve aynı zamanda çocuk hastanelerine zamanında başvurabilmeleri için ebeveynlerin doğru bilgilendirilmesine önem verilmesi gerektiğini düşünüyoruz.
Tüm çocukların korunması, teşhis ve tedavisinde devletin üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmesi gerekmektedir.
Dolayısıyla, Akdeniz Anemisi (Thalassemia) ve pıhtılaşma bozuklukları dışında, kanser ve lösemi, akut ve kronik iyi huylu hematolojik hastalıklardan mustarip çocuk ve ergenlere yönelik tek üçüncü derece bakım merkezi olan Başpiskopos III. Makarios Hastanesi Pediatrik Onkoloji ve Hematoloji Kliniği’nin güçlendirilmesi ve desteklenmesi şarttır. Ayrıca hastanede yatan çocukların öğrenme ihtiyaçlarının karşılanmasının yanı sıra çocukların ve ailelerinin psikososyal desteğine de özel önem verilmelidir.
Bir diğer önemli başlık, tedavinin yurt dışında devam etmesi ve kanser hastası çocukları olan ailelere maddi destek prosedürlerinin basitleştirilmesi ihtiyacı durumunda ailelerin devletten çok yönlü destek alabilmesidir.
Son olarak, hastalığı önleme alanında önemli bir araç ise, çevre kirliliğinin azaltılması ve kanserojen maddelere ve radyasyona maruz kalmanın azaltılmasıyla dumansız bir nesil için sağlıklı bir çevrenin yaratılmasıdır.
AKEL olarak başlattığımız bu kampanya önümüzdeki dönemde de çeşitli eylem ve etkinliklerle devam edecektir. Kampanyanın sonunda AKEL Sağlık Bürosu çocukluk çağı kanseriyle mücadele konusunda kapsamlı bir görüş ve öneriler paketini yetkili Bakana sunacaktır.
Bu vesileyle kampanya çağrımıza olumlu yanıt vererek, desteklerini sunan başta Antilogos Tiyatrosu, Alkinoos Artemiu Vakfı, Omonia Derneği ve süreçte bize katılacak olan tüm dostlara dostlarımıza en içten teşekkürlerimizi sunmak istiyoruz.
Son olarak AKEL adına hasta çocuklara ve ailelerine desteğimizi, çocukluk çağı kanseriyle mücadele eden doktorlara, hemşirelere, tüm sağlık çalışanlarına ve gönüllü kuruluşlara teşekkürlerimizi iletmek istiyorum.
Dileğimiz hiçbir çocuğun kanserle mücadelesini kaybetmemesidir. Hiçbir çocuğun ve hiçbir ailenin bu hastalıkla tek başına savaşmamasıdır.