İşgal ve taksimle asla uzlaşmayacağız ve gelecek nesillerin yeniden birleşmiş özgür bir vatanda yaşamaları için mücadeleye devam edeceğiz
Bir Temmuz ayı daha yurttaşlarımızı evlerinden uzak ve kendi yurtlarında mülteci, englavlarda yaşar, kayıp yakınlarını cevap arar, halkımızı ve yurdumuzu bölünmüş bir durumda buluyor. Kıbrıs’ı bölmek için yapılan NATO planının ikinci aşamasının uygulanması için Atina’daki faşist cuntanın ve yerli işbirlikçileri hain EOKA-B’nin sunduğu fırsatı değerlendiren Türkiye’nin Kıbrıs’ı yasadışı bir şekilde istila ettiği 20 Temmuz 1974’ten bu yana kırk yedi yıl geçti. 1974’ün Ağustos ayında Türkiye istilasının ikinci aşamasında bugüne kadar sürdürdüğü Kıbrıs Cumhuriyeti topraklarının %37’sini işgal edip, 1963’te başlayan iki toplumun şiddet yoluyla birbirlerinden ayrılmasını tamamladı.
Yüreklerimiz Beşparmak’ta, işgal altındaki belediyelerimizde ve köylerimizde atmakta, Türkiye’nin istilasını ve devam eden işgalini kınamaktayız.
1974’te Türkiye’nin istilasına karşı fedakârlık ve özveriyle direnen kahramanları saygıyla anıyoruz. Demokrasi ve Özgürlük için mücadele uğruna kendi hayallerini ve hayatlarını feda eden halkımızın yiğit evlatlarını saygıyla anıyoruz. Aynı zamanda tüm Kıbrıs halkına birlik mesajı göndererek, yurdumuzun kurtuluşu ve yeniden birleşmesi için mücadeleye devam çağrısında bulunuyoruz. Katliamlara, yağmalara, işkencelere ve tecavüzlere uğrayan, yerlerinden zorla koparılan, hala daha kayıpların yasını tutan ülkemiz insanlarının, Kıbrıs trajedisinin en büyük kurbanlarının yanında olmaya devam edeceğiz.
Neredeyse elli yıldır Kıbrıslırumlar ve Kıbrıslıtürkler, Türkiye’nin nihai taksim hedefiyle yaptıklarıyla, yurdumuzda her türlü gelişme ve ilerleme olasılığını ipotek altına alan güvencesiz bir gerçekliğin içerisinde yaşıyorlar. Hukuka aykırı bir şekilde nüfus taşınarak yerleştirilmesine sürekli olarak devam edilmesi, kültürel asimilasyon politikalarının uygulanması, Kıbrıstürk toplumunu ekonomik olarak kontrol altında tutmaya ve siyasi olarak yönlendirmeye yönelik hareketler taksimci statükonun sabit olmadığını, tam aksine tehlikeli ve hızlı bir şekilde değiştiğini teyit etmektedir. Aynı zamanda Kıbrıs Cumhuriyeti’nin egemenlik haklarını tekrar ihlal ederek, Kıbrıs’ın MEB’de Türkiye’nin sürdürdüğü saldırgan hareketlerin yanı sıra Maraş bölgesinde toprak üzerindeki verileri bozmaya yönelik kışkırtıcı ve yasadışı hareketler de bunu teyit etmektedir.
Türkiye ve taksimci Kıbrıslıtürk lider Ersin Tatar “iki devletli çözüm”ü resmi tezleri haline getirerek, iki toplumun üzerinde anlaştığı ve siyasi eşitliğin olacağı iki bölgeli iki toplumlu bir federasyon çerçevesinde kapsamlı bir çözüm bulma olanağını boğucu bir şekilde sınırlandırmaktadırlar. Bu durum karşısında AKEL suskun bir gözlemci olarak kalmayacaktır. Yaşanmakta olan feci gelişmelere her zamankinden daha acil bir şekilde ülkenin tüm ilerici güçleriyle işbirliği içinde karşı koyacaktır. AKEL, uluslararası toplum tarafından bugün dile getirilen yetersiz sözlü dayanışma yerine, daha etkili tepkiler talep ederek uluslararası alanda girişimlerini de sürdürecektir. Aynı zamanda, iki toplumun içerisinde milliyetçilik ve şovenizmin yeniden türetilmesinin ne kadar tehlikeli olduğunu, süregiden müzakere boşluğunun yeni oldubittilerin yaratılmasına ve yurdumuzun nihai bölünmeye doğru sürüklenmesine yol açtığını da yurt içinde herkese hatırlatmaya devam edecektir. Bunca acıları çeken halkımızı kurtuluşuna götürebilecek başka bir yolun olmadığını hatırlatarak, özlü müzakerelerin yeniden başlatılmasının yolunu açacak inisiyatiflere duyulan ihtiyacın şimdi her zamankinden daha acil olduğunu güçlü bir şekilde vurgulamaya devam edecektir.
AKEL, işgal ve taksimle asla uzlaşmayacaktır. Milliyetçiliği ve şovenizme karşı mücadeleye devam edecektir. Yurdumuzun ve halkımızın kurtuluşu ve yeniden birleşmesi, sözde ana vatanların her türlü müdahale hakkının sona ermesi ve tüm Kıbrıslıların insan haklarının güvence altına alınması hedefine yılmadan, yorulmadan hizmet etmeye devam edecektir. Gelecek nesillerin, dikenli tellerin ve yabancı orduların olmayacağı, tam, egemen ve yeniden birleşmiş bir vatanda yaşamaları için mücadeleye devam edecektir.