Kiprianu: Son sözü söyleyecek olan barış için mücadele eden Kıbrıslırumlar ve Kıbrıslıtürkler olması gerekir
AKEL Genel Sekreteri Andros Kiprianu dün Derinya’da gerçekleştirdiği basın toplantısında beşli görüşme öncesinde tablonun umut verici olmadığını ve üzerinde anlaşmaya varılmış olan çözüm zeminine hiçbir zaman bu kadar karşı çıkılmadığını dile getirdi.
Kıbrıs’ın kurtuluşu ve yeniden birleşmesi çabalarının önünde Türkiye ve Tatar’ın iki devletli çözüm konusundaki ısrarının ciddi engeller oluşturduğunu belirten Kiprianu, işgalci gücün gittikçe daha tahrik edici hale geldiğini, Kıbrısrum tarafının Crans Montana’dan sonra masaya dönme iradesinin olmadığını, Sn. Anastasiadis’in siyasi eşitliği kabul etmediğini ve Sn. Anastasiadis’in çeşitli beyanlarına dayanarak, Kıbrısrum tarafının doğal zenginliği Kıbrıslıtürklerle paylaşmayı istemediğini iddia ettiğini söyledi. Türk tarafının tüm bu iddiaları daha agresif olmak için bahane olarak kullandığını, Kıbrıs’ın MEB’inde ciddi sorunlara yol açtığını ve Maraş’ta yeni oldubittiler yaratmaya çalıştığını sözlerine ekledi.
Bu son derece olumsuz koşullarda AKEL’in, BM Güvenlik Konseyi’nin ilgili kararlarında belirtildiği şekilde siyasi eşitliğin olacağı iki bölgeli iki toplumlu federasyon çözümü için yıllardır savunduğu tezleri bugün de tereddütsüz bir şekilde savunduğunun altını çizen Kiprianu, Doruk Antlaşmaları, uluslararası hukuk ve AB ilke ve değerleri temelindeki bu zeminin değiştirilmesini AKEL’in asla kabul etmeyeceğini ifade etti. Crans Montana’da görüşmelerin kesintiye uğramasının ardından Türkiye’nin aklanması ve sorumlulukların iki Kıbrıslı lidere yüklenmesiyle bağlantılı bir şekilde süregiden bir çıkmazın tehlikelerinin olduğu konusunda AKEL’in defalarca uyarılarda bulunduğunu hatırlatan Kiprianu, Sn. Anastasiadis’in Mont Pelerin’den başlayıp Crans Montana’da doruğa ulaşan yalpalamalarının ve yanlış tutumlarının bu sonucun ortaya çıkmasını kolaylaştırdığını belirtti. Ne yazık ki devamında da Guterres Çerçevesini stratejik bir ortak anlayışa dönüştürme hedefiyle görüşmelerin 2017 yazında kalınan yerden yeniden başlaması yönünde BM Genel Sekreteri’nin defalarca yaptığı çağrılara da önemli bir yanıtın verilmediğine işaret eden Andros Kiprianu, Sn. Anastasiadis’in görüşmelere Crans Montana’da kalınan yerden devam etmeyi istediğini iddia etmesinin de artık yeterli olmadığını anlaması gerektiğini kaydetti. O zamandan bu yana neredeyse 4 yılın geçtiğini ve durumun sürekli olarak kötüleştiğini ifade eden AKEL Genel Sekreteri, ilkeler temelinde çözüme ulaşılabilmesi için Türkiye’yi iki toplumun üzerinde anlaştıkları çözüm zeminine dönmeye zorlayacak taktiklerde esnek olunmasının gerektiğini dile getirdi.
AKEL’in geçtiğimiz Aralık ayında inisiyatif üstlenerek müzakerelerin yeniden başlamasını kolaylaştırabilecek ve doğru zeminde çözüm için yolu açabilecek somut önerileri içeren bir çerçeveyi Cumhurbaşkanı Anastasiadis’e sunduğunu, aynı zamanda AKEL’in önerisinde Crans Montana’da kalınan yere dönebilmeleri için hem Kıbrıstürk toplumuna hem de Türkiye’ye yönelik motivasyonların olduğunu hatırlatan Kiprianu, iyi niyetler hakkında ikna edici olabilmek için sözlü beyanlara özellikle de siyasi eşitlikle ilgili pratik adımların eşlik etmesi gerektiğini Cumhurbaşkanına vurguladığını belirtti. Bu önerilerin Türkiye tarafından kabul edilip edilmeyeceğinin elbette ki bilinmediğini söyleyen Andros Kiprianu, AKEL’in önerisine Cumhurbaşkanı Anastasiadis’in bugüne kadar herhangi bir yanıt vermediğini, geçmişte denenmiş ve tamamen başarısız olan görkemli Güven Arttırıcı Önlemler yönünde önerilerde bulunmuş olmasının ortaya konulan tutumlarla ilgili endişeleri arttırdığını ifade etti.
Cumhurbaşkanı Anastasiadis’in bugüne kadar varılan görüş birliklerini yeniden tartışmaya açmaması gerektiğinin altını çizen Kiprianu, Sn. Anastasiadis’in siyasi eşitliği reddettiği yönünde güçlü bir izlenim yaratan bugünkü pozisyonlarında ısrar ederek gayri resmi beşli görüşmeye gitmesi durumunda kendisinin de sorumluluğuna ortak olacağı yeni bir çıkmaza girileceğini vurguladı. AKEL’in önerisini ciddiye alması, müzakerelerin müktesebatını elle tutulur bir biçimde kabul etmesi ve sadece Guterres Çerçevesinin cevap bekleyen meselelere köprü kurucu öneriler sunmaya hazır olduğunu göstermesi ve hidrokarbonlar konusunda da Kıbrıslıtürklerin ve Türkiye’nin endişelerini giderecek öneriler sunması çağrısında bulunan AKEL Genel Sekreteri Kiprianu, Sn. Anastasiadis’in ne istediğini, Cenevre’de ne yapacağını şu ana kadar netleştirmediğini, ortaya koyduğu tutumlar hakkında bilgilendirmeksizin partileri kendisine refakat etmeye çağırmasının endişe verici olduğunu çünkü Cumhurbaşkanının hangi yönde olacağını söylemeksizin bir çabayı desteklemek için kendisine refakat edilmesini istediğini kaydetti.
Kıbrıs sorununun tarihinde her kritik dönemeçte yaşananların bilindiğini ve her seferinde AKEL’in siyasi bedel ödeme pahasına Kıbrıs halkına gerçeği söylemeyi bilinçli olarak tercih ettiğini söyleyen Kiprianu, Gali Fikirler Dizisi’nin gömülmesi, S-300 füzeleri, sergilenen sahte vatanperver söylemler, Crans Montana’da yaşananlar hakkında anlatılanlar, Sn. Anastasiadis’in bizzat kendisinin açtığı iki devletli çözüm tartışmaları hakkında halka gerçekleri söyleyen AKEL’in Kıbrıs sorununun çözümü için katalizör güç olduğu Kıbrıs içinde ve dışında herkesin bildiğini ve kabul ettiğini söyledi.
AKEL Genel Sekreteri Kiprianu son sözü söyleyecek olanın 1974’ün yıkıntıları üzerinde barışı inşa edip, dikenli tellerin üzerinden el ele tutuşmakta ısrar eden, barış için mücadele eden Kıbrıslırumlar ve Kıbrıslıtürkler olması gerektiğini vurguladı.