Hiroşima ve Nagazaki Nükleer Silahların İnsan Uygarlığının ve Gezegendeki Yaşamın Yok Olmasına Yol Açabileceğini Sürekli Olarak Hatırlatmaktadır
ABD’nin Hiroşima ve Nagazaki’ye atom bombaları atmasından 75 yıl sonra, kurbanların anısı tüm yer yüzünden nükleer silahların nihai ve tamamen yok edilmesini talep etmeye devam ediyor.
Ağustos 1945 Amerikan emperyalizminin hakimiyetini pekiştirmek için işleme niyetinde olduğu suç ve cinayetlerin boyutunu ve doğasını tüm dünyaya gösterdi. ABD’nin hedefi savaş sonrası dünyada kurtuluş hareketlerine ve Sovyetler Birliği’ne yıldırma mesajlarıyla güç gösterisi yapmaktı. Binlerce insanın hayatına mal olan ve milyonlarcasının sağlığını maf eden bu iğrenç suç için hiç kimse yargılanmadı ve bugüne kadar hiçbir ABD hükümeti özür dilemedi.
Hiroşima ve Nagazaki nükleer silahların insan uygarlığının ve gezegendeki yaşamın yok olmasına yol açabileceğini sürekli olarak hatırlatmaktadır. Buna rağmen, bugün nükleer silahlar BM Sözleşmesi’nde öngörüldüğü gibi ortadan kaldırılmamış, bilakis ABD’nin uluslararası silahlanmaların denetim anlaşmalarından çekilmesinin devam etmesiyle bağlantılı bir şekilde Trump yönetiminin yeni “nükleer doktrini” yaşanabilecek bir nükleer felaket kabusunu geri getirmiştir. Zaten bir nükleer devleti nükleer silahları ilk kullanan devlet olmayacağı yönünde bağlayan “No First Use” politikasını ABD hiçbir zaman benimsemedi. Nükleer denemelerin yeniden başlamasına yönelik Trump’ın kısa bir süre önce yaptığı açıklamalar son derece endişe vericidir ve bu zincirleme bir şekilde büyük tehlikelere ve tüm dünyada militarizasyon ve silahlanma yarışında patlamaya neden olacaktır.
Dünyanın tüm –tanınan ve tanınmayan- nükleer devletleri yeryüzünden nükleer cephaneliklerin tamamen ortadan kaldırılmasına yol açacak BM Nükleer Silahların Yasaklanması Antlaşması’na katılmaya çağrılmaktadır. Bu, hem atom bombalarının kurbanlarına, hem de yeryüzünün gelecek nesillerine insanlığın borcudur.