Home  |  Açıklamalar   |  Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Türkiye’ye Ve Azerbaycan’a Hukuk Devleti, Demokrasi Ve İnsan Hakları İlkelerine Uymaları Çağrısında Bulundu

Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Türkiye’ye Ve Azerbaycan’a Hukuk Devleti, Demokrasi Ve İnsan Hakları İlkelerine Uymaları Çağrısında Bulundu

 

Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Avrupa’da basın özgürlüğüne karşı tehditler ve gazetecilerin güvenliği hakkında kısa bir süre önce yayınlanan rapor vesilesiyle Türkiye’ye ve Azerbaycan’a gazetecilerin aleyhine kovuşturmalara son vermeleri ve hukuk devleti, demokrasi ve insan hakları ilkelerine uymaları çağrısında bulundu.

Özellikle bugün 95 gazetecinin hapiste olduğu, kimilerinin aylardır, kimilerinin ise yıllardır mahkemeye dahi çıkarılmaksızın hapsedildiği Türkiye’de hükümeti ve politikalarını eleştiren gazetecileri hedef alan bir politikanın izlendiği şüphe götürmez bir gerçektir. Hatta TBMM pandemi sırasında cezaevlerinde olanların sayısının düşürülmesi için yaklaşık 90 bin kişinin tahliyesini kararlaştırdığında Sn. Erdoğan’ın siyasi muhaliflerinin, gazetecilerin, yazarların ve aktivistlerin serbest bırakılmaması için “terör” suçlamasıyla hapsedilmiş olanlar bunun dışında tutuldu.

Ayrıca geçen Aralık ayında verilen karara Türkiye’nin itirazını geçen ay Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin reddettiği ve böylece aktivist Osman Kavala davasında Ankara’nın mahkûm edilmesinin kesinleştiği de biliniyor. Osman Kavala, hükümeti devirme hedefiyle çete kurma suçlamasıyla Erdoğan hükümeti tarafından 3 yıldır hapiste tutuluyor ve Türkiye hükümeti çevreleri onu Kürtlerin, Ermenilerin vb. dostu olarak suçluyor.

Erdoğan hükümetinin gazetecilere ve aktivistlere karşı sistematik kovuşturmalarını AKEL Avrupa Parlamentosu’nda AP Milletvekili Niyazi Kızılyürek’in bir dizi soru önergesiyle gündeme getirmişti. Benzer bir baskı Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi tarafından da uygulanıyor. Meclis Grubu Sözcüsü Yorgos Lukiadis ile AKEL’in de içerisinde yer aldığı Avrupa Birleşik Sol Grubu Türk hükümetinin demokratik özgürlükleri ve insan haklarını, gazetecileri ve aktivistleri, Kürt nüfusu ve muhalif sesleri hedef alarak ülke içerisinde dayattığı ve giderek artan otoriterliğe yıllardır işaret etmektedir.

Kıbrıs, işgalci gücün ülkemiz aleyhine saldırgan politikasıyla birlikte Erdoğan hükümetinin bizzat Türkiye yurttaşlarının, hukuk devletinin ve insan haklarının aleyhine antidemokratik baskılarını da uluslararası düzeyde teşhir etmelidir.

PREV

İsrail’in Filistin Topraklarını İhlal Etmeye Yönelik Yasadışı Planlarını Kınıyoruz

NEXT

AKEL Genel Sekreteri: Barikatlar Açılmalıdır