Kesin Taksimin ve İşgal Altındaki Bölgenin Türkiye’ye Entegrasyonunun Önüne Geçmek İçin Tek Yol Çözümdür
Kıbrıstürk toplumunun liderinin seçimiyle ilgili olarak işgal altındaki bölgede arka planda yaşananlar Türkiye’nin Kıbrıs’ı kesin bir biçimde ikiye bölme, işgal altındaki bölgeyi defakto olarak kendisine entegre etme ve Kıbrıstürk toplumunu ortadan kaldırma yönünde yıllardır ortaya koyduğu çabayı gözler önüne sermektedir. Böylesi bir gelişme 1974’te halkımızın aleyhine işlenen cinayetin tamamlanmasını ve yeni maceraların başlangıcını teşkil edecektir. Kıbrıslıtürk lider Mustafa Akıncı’nın doğru bir şekilde kaydettiği gibi, Kıbrıs’ın kuzeyinin Türkiye’ye ilhakı korkunç olacaktır.
Türkiye kendi hedeflerini öne götürmek için, devam etmekte olan defakto durumu ve kendisinin uluslararası faktör tarafından aklanmasıyla uzayan çıkmazı istismar etmektedir. Kesin taksimin ve işgal altındaki bölgenin Türkiye’ye entegrasyonunun önüne geçmek için tek yol ülkeyi ve halkı kurtaracak ve yeniden birleştirecek çözümün başarılmasıdır.
BM, geçen Kasım ayında yapılan Berlin buluşmasında Sayın Guterres’in açıklamasıyla Kıbrıslıtürk liderin seçimi için Nisan ayında yapılacak oylamanın ardından, müzakerelerin Crans Montana’da kesintiye uğradığı yerden devamı için harekete geçeceğini herkese net bir şekilde duyurmuştur. Türkiye’nin hukuk dışı hareketlerinden ve bu tutumun yol açtığı genel güçlüklerden bağımsız olarak, iki tarafın liderleri BM Genel Sekreteri’nin çerçevesinin temelinde ve BM’nin ilgili kararlarında belirtildiği şekilde siyasi eşitliğin olacağı iki bölgeli iki toplumlu federasyon için müzakerelerin yeniden başlaması hedefinin yaşama geçmesi için çalışmalıdırlar.
10.2.2020