Kıbrıs Yabancı Orduların Sıçrama Tahtası Değil, Bölgemizin Barış ve İşbirliği Köprüsü Olmalıdır
AKEL-Sol-Yeni Güçler Meclis Grubu Sözcüsü Yorgos Lukaidis yaptığı yazılı açıklamada, Anastasiadis hükümetinin Kıbrıs’ı AB çerçevesinde kurulacak Daimi Yapısal Savunma İşbirliği’ne (PESCO) dâhil etme kararının sadece endişelere ve sorulara yol açtığını vurguladı.
PESCO’ya katılımın vergi mükelleflerine ek yük getirmenin yanı sıra, askerden arındırılmış bir Kıbrıs hedefiyle de bağdaşmadığını belirten Lukaidis, bu “gelişmenin” Kıbrıs halkı için tehlike getirmekten başka bir işe yaramayacağını, ülkeyi bir barış köprüsüne değil, yabancı orduların atış alanına ya da sıçrama tahtasına dönüştürmeye yol açacağının altını çizdi.
Avrupa Birliği’nin gerek daha yoksul ülkelerin aleyhine ekonomik bütünleşme politikasıyla, gerekse NATO’yla özdeşleşen dış politikasıyla Suriye, Irak ve Libya gibi ülkelerde büyük yıkımlara neden olan çatışmaların yoğunlaşmasına, milyonlarca insanın yerlerinden, yurtlarından olmasına, binlerce insanın hızla bir kale haline dönüştürülen AB’nin deniz sınırlarında yaşamlarını kaybetmesine yol açtığına işaret eden Yorgos Lukiadis, AB üyesi devletlerde neoliberal kemer sıkma politikalarının uygulanması ve sosyal devletin aşamalı bir biçimde yok edilmesiyle nüfusun geniş kesimlerinin yoksulluğa ve dışlanmaya itilmesini istismar eden aşırı sağcı güçlerin yabancı düşmanı sendromları toplumlarında geliştirerek yükseliş göstermesinin yarattığı tehlikeye işaret etti. Çeşitli ülkelerin doğal kaynaklarını ele geçirmek için yaratılan çatışmaların uluslararası hukuk, devletlere ve halklara saygı çerçevesinde diplomatik ve siyasi yöntemlerle çözüme kavuşturulmaları gerektiğini ifade etti.
Kıbrıs Cumhuriyeti’nin İsrail’le ilişkilerinin yoğun bir biçimde askerileştirildiğine işaret eden Yorgos Lukaidis, koruma-kurtarma tatbikatlarının başka, İsrail komandolarının Kıbrıs Cumhuriyeti topraklarındaki tatbikatlarının tamamen başka bir şey olduğunu belirterek İsrail’in işgalci bir güç olmaya devam ettiğini ve Filistin halkının 50 yıldır işgal altında olduğunu söyledi.
Kıbrıs’ın bu tehlikeli yola sokulmaması gerektiğini belirten Lukaidis, “bu politika Kıbrıs’ı bölge halklarından uzaklaştırıyor ve çok ciddi gelişmelerin yaşandığı bölgemizin bütün devletleriyle karşılıklı olarak yararlı ekonomik, ticari ve siyasal ilişkileri geliştirmesi olanağını zayıflatıyor” dedi.